Şimdi başlığa bakınca "Bu ülkede neyin kaderi Başbakan'ın elinde değil ki" derseniz, haklı olabilirsiniz.. Aslında hatta Belediye Başkanlarının, bürokratların, fazla fazla bakanların yetkisindeki konular bile bu ülkede Başbakan'a gidiyor ve onun müdahalesi olmadan çözülemiyor.. Hatta bazen ona rağmen çözülemiyor ya..
Tepebaşı'nda yapılacak ve İstanbul'un simgesi olacak bir müze binası vardı.. Bilbao'ya yaptığı müzeyle, kentin kaderini değiştiren ünlü Mimar Frank Gehry'nin "Veda" eseri olarak tarihe geçecekti.. Pera Müzesi'nin sahibi İnan Kıraç tüm işleri tamamlamıştı. Geriye sadece, Haliç'e bakan arazinin tahsisi kalmıştı. Orada TRT'nin dünya çirkini binası ve Belediye'nin leş, kat otoparkı vardı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bizzat devreye girdi. Gene bizzat seçtiği Belediye Başkanı ile bizzat atadığı TRT Genel Müdürüne "Bu işi çözün" dedi.. Ama çözmediler.. İnan Kıraç da "Lanet olsun" dedi, çekildi. İstanbul cumhuriyet tarihinin belki de en önemli projelerinden birini unuttu.
Şimdi konumuz AKM..
Atatürk Kültür Merkezi.. Hiçbir özelliği ve güzelliği olmayan bir tatsız bina.. İçi daha da felaket.. Hangar gibi, akustik sıfır bir büyük salon, kullanılmaz küçük salonlar.. Falan filan..
Recep Tayyip Erdoğan'ın hayalini biliyorum.. Bu hayal, benim de hayalimdi.. Yandaki otoparkı yerin altına almak. Bu araziyi de AKM arsasına katmak ve ortaya çıkan nerdeyse iki misli büyük alanda, uluslararası bir mimari yarışması sonucu seçilecek, harika bir kültür merkezi yapmak. İstanbul'un tam göbeğindeki bu binayı, sadece temsil saatlerinde değil, dünya örneklerinde olduğu gibi 24 saat yaşar hale getirmek..
Bu ülkede "Yapmam, yaptırmam" diyen bir gurup var.. "İstemezükçüler" diyorum ben onlara.. Çürüsün, koksun, çöksün, işe yaramasın, umurlarında değil. Leş olsun, tinerci, esrarkeş yuvası olsun. Fuhuşhane olsun, fare, aç köpek üretme merkezi olsun, umurlarında değil. Umumi hela olsun, çevreye koku, mikrop, sinek saçsın, umurlarında değil..
"Yahu şurayı dünya güzeli bir yaşam yerine çevirelim.."
İşte tam o zaman umurlarında.. "İstemezüüüükkkkk!.."
Hadi kıyametler, hadi olay çıkarmalar, bir kaşık suda fırtına yaratmalar.. Hadi mahkemeler ve yürütmeyi durdurmalar..
Başbakan Erdoğan ki, buraya İstanbul Belediye Başkanlığından gelmiştir, bu kent için en büyük hayalini gerçekleştiremedi.. "Efendim bahane ile AKM'yi yıkıp yerine hayalindeki Taksim Camisi'ni yapacak" dedikodusunu dahi çıkardılar.
AKM'nin yıkılması unutuldu. Mevcut binayı koruyarak burayı yaşayan bir merkeze dönüştürme planları yapıldı. İstemezükçüler ona da karşı çıktılar. Mahkemeye gittiler ve "Yürütmeyi durdurma" kararı aldılar. 2010 Avrupa Kültür Başkenti'nin, 2010 yılını bir Opera ve Bale salonu olmadan tamamlamasını başardılar.
Bunun üzerine Kültür Bakanı devreye girdi. Bu değişikliklerden de vazgeçildi. Mevcut salonun tamir edilerek aynen açılmasına karar verildi. Tamir işi ihale edildi, ama başlayamadı. İşi yapmayı yüklenen 2010 İstanbul Kültür Ajansı ihaleyi kazanan şirkete "Başla" emrini vermedi..
Niye vermedi?.. Bilmiyorum.
Bu konuda Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ile konuştum. 2010 Ajası'nın bağlı olduğu Devlet Bakanı Hayati Yazıcı ile konuştum. Bir defa açık. Ortada bir iki başlılık var. AKM Kültür Bakanlığı'nın, ama tamir işi, Devlet Bakanlığına bağlı ajansta.. Bu işi yokuşa sürüyor.
İkincisi..
Hissettiğim şey şu.. Bu konuda Başbakan'ın "Tamamı yıkılsın. Otopark arsası ile birleştirilsin. Dünya kataloglarında İstanbul ile özdeşleşecek bir mimari anıt ortaya çıksın" hayali biliniyor. Şimdi bu tamiratın yapılması ve AKM'nin yeniden açılması, bu hayalin sona ermesi anlamına gelecek.
Başbakan'ın en büyük hayalini sona erdirecek emri kimse veremiyor. Herkes topu başkasına atıyor ve AKM öyle bomboş duruyor.
Tepebaşı Müze Binası için Başbakan'a bir açık mektup yazmıştım. "El koyun bu iş bitsin" diye.. El koydu, ama bitmedi. Kendi adamları bitirtmediler üstelik..
Şimdi bir kez daha Başbakan'a başvuruyorum.
2010'u kaybettik. Ama 2011 sezonunda İstanbul'un bale ve opera temsili yapacak bir salona sahip olması iki dudağınızın arasında..
Kültür ve Devlet Bakanlarınızı yanınıza alın ve "AKM'yi hemen toparlayın ve açın" emrini verin. İş en geç altı ayda biter.. İhale dahil her şey hazır çünkü..
Büyük AKM hayali mi?..
İstemezükçüleri durduracak bir yöntem bulunduğunda o gene yapılır, nasılsa..