30 sene olmuş, Özcan Sandıkçıoğlu Türkiye'nin güzellerini seçmeye başlayalı.. Vay be.. Ben de o zaman Erkekçe'nin Genel Yayın Müdürü olarak jüri üyeliğine başlamıştım..
Hayat ne kadar hızlı geçiyor.. "Hızlı geçiyorsa, güzel geçiyordur" derim ya hep, Einstein'e selam yollayarak..
Aslıhan Koruyan Sabancı'ya rastladım, girişte ilk.. 1991 yılında seçtiğimiz güzellerden.. "Kızları tanıtan kataloğa bakarken inanamadım" dedi.. "Ben seçilirken bunların çoğu doğmamıştı bile.."
Aslıhan, şimdi yarışsa kimse farkına varmaz.. Öyle harika bakmış kendisine.. Sırrını da yakında sizlerle paylaşacak..
Bir yemek kitabı yazmış.. "Sağlıklı ve lezzetli yemekler.."
Ne kadar sağlıklı olduğunu ona bakınca anladım. Lezzeti, kitap çıkınca, deneyerek göreceğiz..
Yarışma tarihte ilk kez bir Televizyon Stüdyosunda yapıldı.. Salona gelecek bir kaç yüz seyirciye değil, ekran önündeki milyonlara öncelik verilerek. Hoş bir denemeydi. Yankıları zaman içinde alacağız.
Organizasyon..
Bir defa hızlı ve tempoluydu. Cem Davran ve Burcu Esmersoy, ritmi hiç düşürmeden birinci sınıf sunum yaptılar. Araya uzun, bitmez tükenmez şarkı seansları girmedi. Bengü ve Mustafa Ceceli ikişer defa birer şarkı için geldiler. Onlara Uğurkan Erez ve İlke Kılıç'ın koreografileriyle güzeller de eşlik ederek. Bengü de, şarkıları da harikaydı. Ama Ceceli'nin o acılı arabesk, o gecenin havasına ve temposuna hiç uymayan, "Ahlar, oflar"la dolu şarkılarını kim niye seçti, anlayamadım.
Kamp dönemini anlatan video kliplerin daha ilginç olmasını beklerdim. Baştan savma geldi.
Güzellerin saçları (Mos), makyajları (M.A.C.) ve kıyafetleri (Tanju Babacan) gerçekten hoştu. Tek parça mayolar (Sunset) gereğinden fazla kapalıydı. Çok hoş bikini mayolarla geçtiklerinde iş işten geçmiş, oylar verilmişti. Bu hata sık sık yapılıyor. Mayolu geçişte, ilave aksesuvar, vücut çizgilerini gölgeleyen, kapayan tüller, şallar amaca aykırı.. Orada defile değil, kıyafet değil, vücutlar puanlanıyor, unutulmamalı..
Kilisli hemşerim Boybeyi'nin yaptığı taçlar da taçtı hani.
Jüri üyeleri olarak güzellere birer soru sorduk. Sorular önceden hazırlanmış ve her zaman olduğu gibi felaket, berbat.. Yani bu kadar çağ dışı, bu kadar mı alakasız sorular sorulur?. Bu tek soruya verdiği cevapla, bir genç kızımızın kafa yapısını ölçeceğiz oysa..
Oylama sonuçları beni iyice şaşırttı. İlk defa içinde olduğum bir jüri ile bu kadar ters düştüğümü gördüm.
Benim ilk on için dahi oy vermediğim iki kız taç giydi..
Daha sahnede göründükleri anda "İşte gecenin güzeli" dediğim 18 numaralı Merve Sarı dereceye bile giremedi.. Oysa dünya tatlısı yüzü ve o müthiş saçları ile bir Dünya Güzeli yarışmasında da ayni etkiyi bırakır, sahneye adım attığı anda dikkati çekerdi..
Merve Sarı diye bir kenara yazın. Miss Turkey 2010'dan gelecek yıllara kalacak en önemli isim o..
7 numaralı Başak Bilginer, 15 numaralı Açelya Kartal da yazık olanlardan..
En alımlılardan biri 2 numaralı Selvinaz Bayraktar ilk ona bile giremedi..
"Zevkler ve renkler tartışılmaz" diyen eskiler haklı.. Bu jüride çok farklı zevkler varmış!..