Üzüldüm.. Üzülmenin ötesinde fena halde de kızdım, öfkelendim.. 90 Dakika'nın bitmesine, bitme sebebine değil..
Haşmet geçen pazartesi harika bir yazı yazdı.. "Forma giymiş patronlar" diye.. "Yeni sezon başlarken, spor medyasında 'Kirli' bir temizlik başlayacak" diyerek..
Onunla bağlayarak dediler ki..
"NTV'nin bağlı olduğu Doğuş'un patronu Ferit Şahenk, maçlarda kendini kaybedecek kadar fanatik bir Fenerlidir. 90 Dakika ise, içlerindeki Fener gönüllüsü Mehmet Yılmaz dahil Aziz Yıldırım'ı fena eleştiriyor. Aziz baskı yaptı. Bitirtti.."
İhtimal vermem..
Ferit Bey dostum.. NTV Yönetim Kurulu Başkanı ki, o da Fenerli'dir, Erman Yerdelen enseye tokat denecek ölçüde 40 yıllık arkadaşım.. Bunca yıldır program yapıyoruz.. Söylediklerimizden rahatsız olsalar, yahu şaka yollu ima ederler.. Hatırlamıyorum.. Hele Erman, tersine, hep alkışladı..
Dediler ki..
Ekonomik kriz, NTV'yi de vurmuş.. Bizim program pahalı gelmiş. Yerine daha ucuzunu koyacaklarmış..
Ayıp!..
12 yıl önce Kenan'ın bana geldiği günden beri, NTV'den bir, tek bir kişi benim para konuştuğumu, "Bana ne veriyorsunuz" dediğimi, zam istediğimi söylesin, sadece ekranı değil, kalemi de bırakırım. Ben hayatımda kimseyle para konuşmadım. Para pazarlığı yapmadım, para için çalışmadım.. Bana kaç para verdiklerini hâlâ bilmiyorum. Çünkü, Doğuş, telif ücretimi kendi bankası Garanti'ye yatırıyor. Ben Yapı Kredi ile çalışıyorum. Ordaki para geçimimi sağlıyor. Garanti'de ne var, ne oluyor bilmiyorum. Sorsunlar müdürlerine, Hıncal bir defa açıp "Kaç para yattı, kaç param oldu, benim biriken paramı şöyle değerlendirin, bono, döviz alın" dedi mi?.
Para bu benim için..
Ercan (Arıklı) "Geri zekâlı" derdi.. Öyleyim zahir..
Şimdi 90 Dakika NTV'ye pahalı gelmeye başlamışsa, bu oturulur benimle konuşulmaz mı?..
Sebep para olamaz.. İnanmam..
Peki ne?..
O da umurumda değil. Televizyon onların.. İstedikleri gibi tasarruf hakları var. Bıkmış, usanmış olabilirler. Kanalı baştan aşağı revize etmek istiyor olabilirler.. Bana ne?..
Beni kızdıran, öfkelendiren, bitişin şekli..
12 yıldır "Gık" demeden, 500 program yapan Hıncal, işine son verildiğini Vatan gazetesinde okumamalıydı..
Biz, oradaki dostlarımız, Patron Şahenk, Yönetim Kurulu Başkanı Yerdelen, Genel Müdür Cem Aydın tarafından uğurlanmalıydık.. Haşmet'e, Mehmet'e ve bana, yayında birer çiçek verilerek teşekkür edilmeliydi..
Biz de, bu ekran cehenneminde 12 yıl arkamızda duran NTV yönetimine ve seyircilerimize teşekkür etmeli, el sallayıp veda etmeliydik..
Hem de Hürriyet okurlarının oylarıyla "Yılın Spor Programı" seçilip Altın Kelebek aldığımız hafta kapalı kapılar ardında alınan kararlarla kovulduğumuzu gazete haberleriyle öğrenmemeliydik..
Evet dostlar..
İşin adı bu..
Bize reva görülen muamelenin adı, resmen "Kovmak"tır..
Şimdi siz benim yerimde olun da kızmayın, delirmeyin bakalım..
Diyeceksiniz ki "Kızma.. Sen değil misin 'Ben ne iş, ne özel hayatımda kimseyi ve hiçbir kurumu terk etmedim. Ya beni terk ettiler, ya kovdular' diyen.. Alışık olmalısın.."
Haklısınız..
Alışık olmalıyım. Ama yaşlanıyorum galiba.. Giderek daha da duygusal oluyorum.
NTV'nin bu tavrını sindirmem zor olacak!..
Haa!..Bu arada en çok sorulan soru.. "Ne yapacağız?.."
Valla, Haşo da, Mehmet de, ayni şok öfkeyi yaşıyor. Bu kafa ile karar vermek yanlış olur.. Bize hemen "Aynen gelin" diyen 3 büyük kanala "Hele bir hazmedelim, sağlıklı kararı ancak ondan sonra verebiliriz" dedik..
Bugüne dek de Haşo, Mehmet ve ben bir araya gelip bir şey de konuşmadık!..