Efendim, bendeniz gazeteci köşe yazarı Hıncal Uluç, tam da SABAH'tan ayrılacağım, kendime yeni bir yer aradığım söylentileri doruğa vurmuşken, Florance Nightingale Hastanesine öğleden sonra saat ikide "Gizlice" gittim.
Orası hastane.. Gireni çıkanı yüzlerce, binlerce.. Kapılarda yolunuzu kesip kaydınızı alıyorlar. Her taraf güvenlik kameralarıyla dolu.. Asansörde 40, kat koridorlarında bin kişi var. Ziyaret ettiğim odanın girişindeki odada da bir yığın insan bekliyor zaten..
Ama ben gene de "Gizlice" gittim, tamam mı?.. Gittim, odaya girdim ve yatağın yanına oturdum.
Yataktaki mi kim?..
Arzuhan Yalçındağ Doğan..
Doğan Yayın Gurubu'nun sahibi Aydın Doğan'ın kızı..
Doğan Holding İcra Kurulu Başkanı M. Ali Yalçındağ'ın eşi..
Doğan Radyo TV Gurubu Ceosu.
Doğan Vakfı Kurucusu..
Doğan Yayıncılık Yönetim Kurulu üyesi..
Şimdi, bu gurubun bir numaralı rakibi SABAH Gurubu'nun önde gelen köşe yazarlarından Hıncal Uluç, bu gizli ziyareti, hem de tam bu günlerde niye yapar?..
Günlerce bekledim ki, "İçerden" birisi, bu çok ama çok gizli ziyaretimi medyaya ihbar etsin. Bir gazete haberi versin..
Bizimkiler fena halde telaşa düşsünler ve "Aman gitme" diye ayaklarımın altına kırmızı halılar sersinler..
Kimse yazmadı yahu..
Kimse yazmayınca da, iş başa düştü. Ben yazıyorum işte..
***
Arzuhan Yalçındağ ile hayatımda bir kez beraber oldum bugüne dek.. Tuğrul Şavkay'ın ısrarı ile, bir okulundu galiba "Aşçılık" yarışması vardı. Jüri üyesi olarak gittim, yıllar önce.. Arzuhan Yalçındağ da jürideydi. Üç saate yakın beraber olduk. Bu saatlerin sonuna doğru bizi gören 40 yıllık dost sanırdı.
Türkiye'nin medya imparatorunun veliaht kızının bu kadar mütevazi, bu kadar sıcak, bu kadar cana yakın, bu kadar dost olacağı aklımın köşesinden geçmezdi inanın..
Bir daha yollarımız kesişmedi.. Ama çok iyi bir Galatasaraylı olan eşi M.Ali'yle Ali Sami Yen'de koltuklarımız yan yanaydı, iyi dost olduk. Yıllardır dünya üzerinde imrendiğim kitapevlerini Türkiye'de açan ve yayan D&R'ı da desteklemek için elimden geleni yapıp açılışlarına ve imza günü tekliflerine koşunca, işin başındaki M. Ali'yle sık görüşür olduk.
Arzuhan Yalçındağ'ın düşüp ayağını kırdığını öğrenince hastaneye koştum.. "Geçmiş olsun" demek için..
Damdan düşen halden bilir. Ayağı alçılı yaz geçirmek nedir bilirim..
"Merak etmeyin" dedim.. "Ben alçılar içinde Amerika'ya gidip Dünya Kupası izledim, 20 gün. Siz de istediğinizi yaparsınız.."
Arzuhan Yalçındağ ile Hıncal Uluç bir araya gelir de benim meşhur önerim konuşulmaz mı peki?..
"Bu ülkeye yeni bir parti lazım. Bu partinin lideri de Arzuhan Yalçındağ olmalı.. Bir defa, başarılı ve güzel bir kadın olarak karizmatik. Tansu Çiller'in yarattığı ama kendi elleriyle yıktığı umutları yeniden canlandırabilir. İkincisi arkasında bu ülkenin en büyük medya gurubu var. Berlusconi gibi.. Üçüncüsü, iş âleminin lideri. TÜSİAD Başkanı.. Daha ne olsun?."
AKP yüzde 47 oyla seçimi kazandı.
Bu 47'nin baş sorumlusu Deniz Baykal.. O ve CHP'si böyle devam ettikçe, ki ediyor, edecek, AKP, yüzde 57 ile de seçim kazanır..
"Küçük olsun benim olsun" ihtirası içindeki Baykal CHP'yi hapa çevirdi. Bu partiye artık yedi kuşak CHP'liler bile oy vermiyor. CHP'den kimsenin umudu yok.
Baykal, 3 CHP'liden ikisinin nefret ettiği Önder Sav'ı partinin zaten yerlerde sürünen itibarını iki paralık eden potlarına rağmen kenara almadı. Çünkü dar kadrosunda çözülme istemiyor. İşin ucu kendisine varır diye korkuyor. O zaman bu CHP küçülerek devam edecek. MHP deseniz, AKP bastonluğu yaptığı için ilk seçimde barajı bile aşamayacak.
Ne olacak o zaman?..
O zaman yeni bir parti gerek bu ülkeye.. Yeni bir umut gerek!..
Türkiye'de siyasal sistem karizmatik liderlere dayalı olduğuna göre, önce bir lider bulmak gerek.
Benim önerim Arzuhan Yalçındağ Doğan..
Hastane ziyaretleri kısa olur.. O kısacık süre içinde önerimin ne kadar ciddi olduğunu anlattım..
Hastaneden koltuk değnekleriyle çıkmış. Yakında işlerine de döner..
Yakında Doğan Yayın Gurubu'ndaki odasına bir "gizli" ziyaret daha yapacağım..
O zaman işte seyreyleyin gümbürtüyü.. İnternet medya sitelerinde gündem olacağım göreceksiniz..
"SABAH yazarı Hıncal Uluç Doğan Yayın Gurubu'nda.."
Vay ki vay!..
Sevgili Arzuhan, geçmişler olsun!..