EN iyi bildiği işi yapmakta olduğunu hep vurguladığım Doğan Hasol gene yapacağını yaptı ve bir başka çok önemli Doğan'ın ( Kuban ) bir şaheserini yayınladı.
Osmanlı Mimarisi (Yem Yayın, 0212 230 29 19 www.yem.net)
Böylesi yazılmadı cinsinden bir başucu/ başvuru kitabı. Beş yıl süren bir çabanın sonucu özenle bir araya getirilmiş akademik verilerin yer aldığı, 1000'e yakın yeni fotoğraf çizim, gravür, karşılaştırmalı tablo ve haritanın yanı sıra, hani her eve lazım derler ya ondan Osmanlıca-Türkçe Mimarlık Sözlüğü' nü de içeren bu geniş kapsamlı kaynak yapıtı başucuna kaldırmadan önce amacının mimarlığın aynasından Osmanlı tarihine bakmak olarak görmekte yarar var.
Yapıtta Osmanlı tarihi, kültürü ve sanatına ilişkin önyargılar ortaya konmaya, 19. yüzyıldan bu yana yabancılar ve hatta bizzat Türkler tarafından oluşturulan klişelere son verilmeye çalışılmış.
Yayıncılar kitap için " Sosyal tarih ve mimarlık tarihi arasında ki ilişki kurma deneyimidir " diyorlar.
Osmanlı'nın işgal ettiği yeni ülkelerin mimari dokusuna saygısını, oraların mimarisinden etkileşimini nasıl süzerek merkeze taşıdığını görüyoruz. 715 sayfalık bu eserde dolaşırken (yanlış yazmadım bu eserde dolaşılır) kararınızı siz verin en iyisi.
İşi erbaba yaptırırken altüst kimlik aramamış, kafatasçılık yapmamış Osmanlı.. Ama mimarisi bu nedenle Bizans mimarlığının bir türevi haline mi gelmiştir acaba?
Ayasofya'nın kopyası olarak suçlanan (mesela Beyazıt camisi), ilk Rönesans'la aynı dönemde yapılmış pek çok Osmanlı eseri, aslında etkileyici ve kendine özgü Rönesans ürünleri miydi? İslam perspektifinden baktığımızda anıtsal cami mimarisinin aynı devirdeki Avrupa mimarisinden aşağı kalmama endişesi mi hacaba?
Tüm bu acabaların açık yürekli tartışmaları var bu yapıtta.
Osmanlı'nın savunmasını mutlaka okuyun.. Ve düşünün acaba son dönemde Osmanlı Mimarisi'ne sırtını dönenler iyi mi yaptılar?
Prof. Doğan Kuban zoru seçmiştir. Sanat uzun, hayat kısa dememiş ömrünün elli değerli yılını Mimarlık Tarihi ve Restorasyon çalışmalarına vakfetmiştir. Yaptıklarını özetlemeye gazetenin tamamı yetmez. Duayen sözcüğünün çok ucuzladığı günümüzde onun için üzerine kitap yazılası üstat' tır demek en doğrusu olur..