Tıklım tıklımdı, pazartesi gecesi açılış.. Nereden nereye geldi, Artİstanbul.. "Bu millet verirseniz, duyurursanız, izler" derim yıllardır.. Birkaç yılda alınan mesafe müthiş..
Doğan Paksoy, dernek başkanı "Eski yerimizi yönetenler kazık atınca, son anda buraya taşınmak zorunda kaldık" dedi.. Eski yer, kentin göbeği, pırıl pırıl bir sergi alanı idi, Lütfi Kırdar'ın altındaki Rumeli salonlarında.. Bu defa, Galata Rıhtımı'nın iki salaş, iki gün önce diz boyu çamur ve sıvaları dökülen antreposunu fuar alanı haline getirmişler.. Tiner koklayarak dolaştık, 2.5 saat, boyalar henüz kurumadığı için..
Tam 2.5 saat, ayaklarıma kara sular indi.. Ve de.. Hızlı bir dolaşmaydı bu Allah sizi inandırsın.. Karşıdan bakınca ilgimi çeken galerilerin içini dolaşabildim sadece.. O kadar büyük.. Rahat gezi için iki gün ayırmalı.. Ya da şöyle.. Sabah Antrepo 5.. Öğle yemeği Modern Sanatlar Müzesi'ndeki Loft'ta.. Öğleden sonra Antrepo 3!..
Bu büyüklükte içimde bir eksiklik, bir boşluk kaldı..
Bu yıl fuara çerçeve koymuşlar..
Contemporary Art (Çağdaş Sanat) ve Bağlantı motifi.. Geçen yılların o emsalsiz özgürlüğü yok. Geçen yılların o her düşünceye, tarza açık yorumları yok.. Her zevke, her keyfe, herkese hitap eden resimler, heykeller yok..
Hikmet Karabulutlar, Yalçın Gökçebağlar, Mustafa Sekbanlar, Otyamlar yok..
Çağdaş Sanat, Contemporary Art'ı izlemek için çok yol almak gerek.. Aldık mı?.. Gerçek Çağdaş sanatla, resim, heykel yapmayı beceremediği için, garip şeyler karalayanlar arasındaki farkı bırakın sıradan izleyiciyi, uzman anlıyor mu ki?..
Neyse..
Bu yıl favorilerim, resimde Haluk Özden.. Geometrik şekiller ve renkleri nasıl bindirmiş üst üste.. Nasıl çekiyor sizi içine.. Nasıl çarpıyor!.. (Mine)
Heykelde Arzu Efe (www.arzuefe.com) Cam, demir ve ışığın böyle bir birleşimi.. Olmaz böyle şey.. Geçerken tutuyor sizi, heykeller "Dur nereye gidiyorsun" diye.. (Ariyel)
Öteki favorilerimi, elimdeki Fuar kitabının sayfalarını çevirerek hatırlıyorum.. Kitap sanatçıları değil, Galeri tanıtmak için düzenlenmiş, ticari bir tanıtım olmuş bu defa.. Onu da sevmedim.
Frank Meister.. Heykel içinde heykel yapan bir deha.. Polonya Yahudisi sanatçı, 2 Aralık'ta, Almelek Galerisi'nde olacak yıl sonuna kadar.. Mutlak görün..
Avni Arbaş.. Yazmaya gerek var mı?.. Adı yetmez mi?.. (Artisan)
Hale Ürkmezgil.. Bronz heykelleri enfes.. (Bakraç)
Emel Vardar.. Camdaki zarafet.. (Eylül)
İrfan Korkmazlar heykelle felsefe yapıyor.. (Selvin)
Esra Üner'in resimleri sizi bir rüya, hülya alemine çekiyor.. Nasıl masalsı pastel renkler..(Ünver)
Philip Tsiaras.. Tabanca gibi korkunç bir alet, resimlerin içine nasıl yerleştirilir, merak edenlere.. (Galleria Blanchaert)
Sema Silanoğlu.. Enfes.. Enfes.. Enfes.. Eski antika tahtalar üzerine, günümüz ikonalarını resmetmiş Sema.. (Hobi)
İsmet Doğan.. Resimlerin içinde siz de varsınız.. Kendiniz yani.. Öyle ustalıkla yerleştirmiş ki, aynaları.. (İlayda)
Ferruh Başağa.. Gene çarpıcı geometriler, renkler.. (Kare).
Yılmaz Merzifonlu.. İnsanı dinlendiren pastel figürler.. Peyzaj!.. (Kızıltoprak)
Abidin Dino.. Nü'yü görmeniz gerek.. Kadın cinselliği, bu kadar sade çizilip, bu kadar tokat gibi çarpar mı?. "Bana 'dişi'nin resmini yapabilir misin, Abidin!.." (Maçka Mezat)
Uğur Mine Tamay.. Müthiş desenlerde müthiş renk tonları kullanımı.. (Valör)
Ve dünya tatlısı bir bölüm.. "Ben olsam" demiş, Bedri Baykam, Doğan Paksoy, Şahin Paksoy ve daha bir dolu ressam.. Osman Hamdi'nin Kaplumbağa Terbiyecisi'ni bir de onlar çizmiş, kendi yorumları ile.. Ortaya nasıl bir mizah çıkmış.. Teşvikiye Sanat Galerisi'ne bol vakit ayırın..
Yazamadıklarım kusura kalmasın!.. Anlamadığıma versinler..