Klasik müzik alır götürür beni.. Alır götürür, hayallerime.. Melodiler görüntüye dönüşmeye başlar, dinlerken.. Gözlerimi kapar dalar giderim, müziğin götürdüğü yere..
Gene öyle oldu, İş Sanat'ta Anika Vaviç ve Gülsin Onay'ı dinlerken.. Mozart Yılı ya dünyada.. Doğumunun 250'nci yılı ya.. Her yerde müthiş Mozart saatleri düzenleniyor.. İş Sanat'taki gece bunlardan biri.. Bilkent Senfoni eşliğinde iki dünya çapında piyanist çalıyor..
Önce Anika geldi piyanonun başına.. 21 nolu piyano konçertosunu çalıyor.. Hızlı birinci bölümde kendimi rengarenk çiçeklerle dolu, kelebeklerin uçuştuğu bir kırda buldum. Kırın kenarından bir nehir geçiyor.. Andante'de o nehire yaklaştım iyice.. Nasıl sakin, nasıl dinlendirici akıyor.. Nasıl insana huzur veren bir musikisi var, o durgun ırmağın....
Sonra Gülsin'e geldi sıra.. Konçerto 20.. Romance bölümü.. Gene ayni nehir.. Ama bu defa nasıl çılgın, nasıl coşku dolu akıyor.. Fırtınalar var.. Çağlayanlar, şelaleler var.. Irmak huzursuz.. Irmak çılgın.. O nehre yaklaşmak artık cesaret ister.. Ama çekiyor sizi içine.. Hem de öyle çekiyor ki.. Sürüklüyor bir büyülü güç sizi ona doğru, ne kadar direnseniz..
Gülsin'in parmakları o çılgın ırmağın müziğini yayıyor bu defa..
Bilmem size de ayni duyguları verir mi, kendi hayal dünyanıza alıp götürür mü, klasik müzik..
Sanatçı kim bilir ne düşünmüş, neyi yazmıştır bilemem.. Bildiğim onun notalarında benim kendi dünyamı kurduğum..
Öyküm ertesi gece, hiç ummadığım bir sürprizle kaldığı yerden devam etti..
Cemal Reşit Rey'de Bolşoy Balesi solistlerinin gösterisi var.. Ünlü balelerden bölümler sunuyorlar.. Seyrediyoruz keyifle.. Görüntü hoş..
Danslar hoş.. Ama Bolşoy'un insanı alıp götüren o büyüsü eksik.. Gördüklerim yetmiyor bana.. Ta ki..
Ta ki, Mariyana Rizkina ve Yuri Klevtzov görünene kadar.. Haçaduryan.. Spartaküs.. O ünlü, o doyumsuz Adagio.. Kelimelerle ifade edilmez.. Yaşamak gerek.. Dans mı ediyorlar?.. Hayır.. O nehir var ya hani, Mozart'la akan, o çılgın nehrin yanında aşk yapıyorlar.. Sevişmek değil.. Aşk yapmak denen şey bu olmalı.. Erotizm bu kadar mı duygusal anlatılır, bir sevişme müzik ve dansla böyle mi şiirleştirilir?..
Mozart'ın andantesi ile başlayıp, Romance ile coşan hayallerim, Haçaduryan'ın adagiosu ile doruğa ulaşıyor.. Bu defa sadece hayal de değil.. Canlı iki vücut var karşımda..
Kreşendo!.