SEVGİLİ Ergun, nasılsa atlamışım. Bana saldıran (Evet, o bir saldırı yazısı idi, fikir değil) yazından bir okur mektubu ile haberdar oldum. Okurken fena halde üzüldüm. Çünkü o yazı, beni zerre sarsmaz, ama seni fena halde yaralar.
Gerek siyasal, gerek sportif fikirlerimiz uyuşmaz, ama seni ne kadar sevdiğimi, dostluğumun ne kadar derin olduğunu çok iyi bilirsin. Bu yüzden sana yanıt verme yerine, bir dost, bir ağabey olarak tavsiyelerde bulunacağım.
Birincisi.. Yazmayan, ya da yazamayanlar yerine, hatır için yazı yazma. Başkalarının sözcüsü olmaya kalkışma. Buna meslekte tetikçilik denir, yazarı tüketir. O yazıyı yazmaya seni zorlayanları biliyorum.
İkincisi.. Yazarken, herkesten, hele konu gereği sevgili spor müdüründen her türlü bilgiyi alabilirsin. Ama bir başkasının yazısını, açıklama yapmadan referans alırsan, bu kopyacılık olur.
Saldırı yazını, cevaba dahi değer bulmadığım Mehmet Demirkol yazısından nerdeyse satır satır aktarmışsın. Bu yüzden sana da yanıt vermeğe gerek görmüyorum.