Kadir Has Üniversitesi Rektörü, Sevgili Dostum Prof. Dr. Yücel Yılmaz "Senin de fikrini alalım bakalım" dedi, beni maket masasının başına götürerek..
Eski Cibali Sigara Fabrikası, dünya güzeli bir üniversiteye dönüştürüldü ya, tarihi yapısı aynen kalarak.. Şimdi bu binanın yanındaki eski Tekel yönetim binasını da alıp, üniversiteye katmışlar.. Bu binanın tarihsel özelliği falan yok.. Yenilenecek..
"Fikirler muhtelif" dedi, hoca.. "Buraya çağdaş bir yapı oturtulmasını isteyenler var.. Bir de, içinde bulunduğumuz tarihi binaya uyumlu bir mimariyi uygun bulanlar.."
"Hocam" dedim, "Bu geceki Yaşamdan Dakikalar'ı çok iyi izle.. Haşmet Babaoğlu, Bilbao Etkisi üzerine konuştu. Yeni döndüğü Roma'dan örnek vererek. Senin sorunun tam cevabı orda.." Harika anlattı Haşmet perşembe gecesi.. Kaçırdıysanız, yarın sabah, gene TV8'de olacak..
Efendim Roma, başından sonuna tarihi bir kent.. Nereye gitseniz, nereye baksanız.. İşte hala tarihi yaşayan Roma'da bir Ogüst Sunağı var. Barış için kurban kesilen yer.. Bu sunağın üzerini kapatmaya karar vermiş belediye.. İtalya'yı, Roma'yı tarihi dokuyu, özel ve yerel mimariyi yutmuş onca İtalyan varken, gitmişler Amerika'dan bir mimar getirmişler ve nerdeyse Roma tarihi kadar eski sunağın tepesine, ultramodern bir bina oturtmuşlar.. Kıyamet de kopmuş..
Peki niye böyle radikal bir karar almış Roma Belediyesi..
Roma zaten her yıl milyonla turist çeken bir kent.. Bir yığın cazibe merkezi var onları çeken.. Coloseum'dan İspanyol Merdivenlerine, Aşk Çeşmesi'nden Vatikan'a, kiliselere, anıtlara, heykellere, bahçelere, parklara.. Hepsi tarih, hepsi tarih.. Oysa kente yeni bir cazibe merkezi gerek. Gelenleri yeniden getirecek, yenileri heyecanlandıracak..
Bilbao etkisi gelmiş karşılarına.. İspanya'nın Bask Bölgesi'nin kuş uçmaz kervan geçmez, yabancı pek uğramaz bir fakir kenti iken, hem de bu kentin en gecekondu mahallesini denize bağlayan sahile bir müze kondurmuşlar.. İlk bakışta dam üstünde saksağan gibi gelmiş millete..
Minnacık fakir kasabaya, müze..
Hem de dünyanın en ünlü mimarlarından Amerikalı Frank Gehry'ye, ne İspanya, ne Bask, ne de Bilbao gelenek ve görüntüleri ile hiç bağdaşmayan ultra modern bir bina yaptırarak..
Ne olduğunu gittim gördüm.. Bilbao İspanya'nın cazibe merkezlerinden biri oldu. Müze yüzlerce, binlerce turistle kaynıyor.. Tabii kent de.. Ve de müzenin yapıldığı gecekondu mahallesi var ya.. Tüm köhne binalar yok oluyor, yerlerine pırıl pırıl modern binalar yapılıyor, otel, kafe, restoran, mağaza olarak.. İnsanlara binlerce yeni iş.. Turistlerin bıraktığı milyon dolarlarla zenginleşme..
Bilbao Etkisi işte bu.. Paris bu etkiyi Stad de France ile denedi, bu Olimpik Stadı gecekondu mahallesine yaparak. Hesapları, maçlarını burada oynayacaktı. Stad çevreyi geliştirecekti.. Ama aynen bizdeki yanlış yapıldı. Galatasaray nasıl Olimpiyat Stadı'nı reddettiyse, Paris Saint Germain de burada oynamayı kabul etmedi. Kırk yılda bir organizasyon yapılan stat çevreye refah değil, Paris'e bela oldu.
Şimdi lafı gene İstanbul'un vapur tercihine getiriyorum..
8 numara.. En ileri, en modern, en iddialı çizgilere sahip gemi o.. 4 numara ile eskiyi tekrar etmenin anlamı yok!.. O vapurlar zaten işliyor. İkisini ayrırır, meraklısı için tenezzüh (Gezi) seferleri yaptırırsan.. Kadıköy'e artık yarım saat değil, 7 dakikada gidecek teknelere, çağdaş tasarım yakışır.