JAPONYA'DA yapılacak Dünya Şampiyonası'na 118 gün kala beklenen, tahrip gücü yüksek ilk bomba düştü. Hidayet Türkoğlu milli takımda oynamayacağını açıkladı.. Son Avrupa Şampiyonası bozgunu ardından Federasyon Başkanı ve Milli Takım Genel Menajeri arkalarından konuşarak fiyasko faturasını NBA'de oynayan oyunculara ciro ettikleri için böyle bir tepkiyi pek fazla yadırgamadım.
Asıl merak ettiğim üç ahbap çavuşlar Hakyemez, Tanyeviç ve Nihat İziç geçenlerde Amerika'ya NBA'de oynayan oyuncuları yerinde izleyerek görüşme ve sözüm ona yaraları sarmaya gittiklerinde ne yaptılar? Dönüşlerinde menajer eşzamanlı yazar Hakyemez'e bakacak olsak hiçbir problem kalmamıştı ve Okur ile Hidayet milli mesaiye başlamak için gün sayıyorlardı. Problem çözmeye, problemin kendisini gönderirsen olacağı budur işte. Adam kötü idareciliği bir yana üstelik de yanlış (!) haberci...
Hidayet yorgunum, vücudumu dinlendirmem lazım, vb lafları geveleyerek aslında, "Hani biz savaşmıyor ve kendimizi vermiyoruz ya buyrun savaşanlarla oynayın o zaman" diyor. Yao Ming sakatlandı oynayamayacak diye Çin mateme girerken biz şarap gibi her gün olgunlaşıp mükemmele yaklaşan Hidayet'i Japonya'ya götüremeyeceğiz.. İnanılır gibi değil... Nowitzki, Krilenko, Tony Parker vb. NBA yıldızlarını tüm Avrupa ülkeleri milli takımlarında başarıyla oynatır, kurtarıcı olarak görüp etrafında takım kurarken bizimkileri küstürmeyi başarmak büyük bir basiretsizliktir. İdareciliğin, adı üzerinde, gereği bu oyuncuları huzurlu bir ortam sağlayarak oynatabilmektir. Ama huzursuzluk kaynağı idarecilerin bizzat kendisi olunca düpedüz milli servet heba ediliyor.
Bugünün hedefini as kadroyla vurmak varken, Hido'dan kurtulmakla yetinmeyip İbrahim ve Mirsat'ın da kadroya alınmayacağı dedikodusu fısıltı dünyasına sızdırılıyor..
Hido, Okur, İbo, Mirsat, Hüseyin kolay yetişmediler ve henüz son kullanma tarihleri dolmadı. Üretimden kaldırılmış tip yöneticiler iş başındayken, yıldızları harcamak, hurdaya çıkarmak gibi bir lüksümüz yok. 2010'un takımını hazırlama masalları anlatmayın bize ayıp oluyor.
Milli takımları o ülkenin basketbolünün hazırdaki en iyi oyuncuları oluşturur ve dönemin en yetkin koçu da hedef Şampiyonaya götürür. Bu ABD'de de böyle yapılır Patagonya'da da. Bütün zamanlı koç ve menajer garabeti bize mahsus bir saçmalıktır. Ne kadar saçma olduğunu son üç yıldır görüp de anlayamamış olmak da ayrı bir yetenek ister...
Hıncal'ın notu: Tanyeyiç'in özellikle Mehmet Okur'u kast ederek "Milli maçları değil, NBA'i hedef seçerek bizim dışımızda ağır idmanlar yaptı. Bu yüzden milli forma içinde bitkindi" derken ne kadar haklı olduğunu, Okur'un NBA performansı ortaya koydu, bir.. İkincisi.. Amerika tarihinde kaç kez, en iyi oyuncuları seçip, en iyi koça emanet etmiş, çok merak ettim. Örnek yanlış, bizdeki yöntem doğru..