BU kadın müthiş.. Bu kadın bir harika.. Bir defa kadın olarak.. Nasıl çarpıcı, nasıl çekici..
İkincisi.. Artist olarak.. Bu nasıl bir oyunculuktur.. Tipinize uygun bir rol bulur, onun arkasına takılır gidersiniz..
Charlize öyle mi?..
Nerde o Şeytanın Avukatı'nda Keanu Reeves'in karısı olarak Al Pacino'yla savaşan çıtır?.. Nerde o Canavar'da (Monster) nerdeyse 80 kilo ağırlığı ile ortalığı haraca kesen seri katil?..
Ve de nerde bu bilimkurgu filmindeki masal kahramanı?..
Canavar'la Oscar aldı.. Bu yıl, Aeon Flux'un hemen ardından çevirdiği Kuzey Ülkesi (North Country) ile gene aday..
Bir çizgi film kahramanı Aeon Flux.. Sonra TV dizisi oldu, sonra bilgisayar oyunu.. Şimdi de film..
Bunların hiçbiri beni fazla ilgilendirmiyor. Ben Aeon Flux'a sadece Charlize'yi seyretmek için gittim.. İyi etmişim..
Fevkalade hoş vakit geçirdim.. Eğlendim, kafamı boşalttım, dinledim.. Hepsinden önemlisi Charlize'yi doya doya seyrettim..
2400 yılında, dünya üzerinde kalmış tek şehir devletindeki dikta yönetimine isyan eden Mocicanların (Mohikanlar gibi) en gözde tetikçisi Charlize..
En hızlı Çin savaşçılarına taş çıkartacak bir döğüş ustası.. İlave.. Harika da silah kullanıyor..
Film baştan sona aksiyon ve baştan sona, Charlize'nin akıllara durgunluk veren akrobasi gösterileri..
Bu roller için dublör tutulmasına rağmen, ısrar etmiş ve kendisi oynamış.. "Ben baleciyim. Bu sanatımı gösterme fırsatı buldum" diyor.. Yetmemiş dünyaca ünlü Güneş Sirki'nin (Cirque de Soleil) trambolin ustalarından ders almış..
Gene de çok tehlikeli ve karmaşık bir sıçramayı yaparken boynunu fena halde incitince filmin çekimine uzun süre ara vermek zorunda kalmışlar. Ne var ki, kazadan sonra çekilen sahnelerde de dublörsüz oynamış..
Yani.. Charlize müthiş.. Sırf onun için görülmeye değer, Aeon Flux.. Ayrıca hiç sıkılmadan izlenen bir aksiyon filmi.. Bilimkurgu meraklılarına, bilgisayar oyunu tiryakilerine ayrıca bire bir..

***
Hâlâ göremedim, ama tavsiye ediyorum.. Kanıt'ı (Proof) hâlâ görmedi iseniz, benim gibi yapmayın. Kaçırmayın..
Ben iki sezon önce Kenterler'de sahnede izlemiştim. Çözüm'dü adı o zaman..
Gwyneth Paltrow'un rolünü Yeşim Koçak adlı bir genç kız harika oynamış ve "Yılın En İyi Kadın Oyuncusu" seçilmişti. Anthony Hopkins'in rolünde ise, muhteşem bir Müşfik Kenter vardı..
Gwyneth de oyunun Londra'daki temsillerinde ayni rolle sahneye çıkmıştı.
Oldukça ağır bir öykü. Ama görülmeye değer. Dünyadaki gösterimlerinde hem eleştirmen, hem de seyircilerden çok iyi not aldı.
İki önemli mesajı var filmin, bir kenara yazılacak.
"Hayatta en büyük risk, risk almamaktır."
"Siz kendinize inanmazsanız, size kim inanır?.."