ULVİ Cemal'in "Zeybek"ini mi çalıyordu Fazıl Say, yoksa zeybek mi oynuyordu?.. Bakakaldım öyle.. Ulvi Cemal öyle notalar yazmış ki, tuşların üzerinde dolaşan ellerin hareketi zeybek figürü oluyor sanki.. Ne şirin, ne tatlı, ne harikaydı Fazıl o gece..
Bahçeşehir Üniversitesi, Kadir Topbaş'a inat kentin göbeğine taşınıyor.. Bir Kültür sanat salonu yapmışlar, 400 kişilik.. Adını da Fazıl Say koymuşlar.. Bravo.. İnsanlar yaşarken, hatta yaşlanmadan değerlendirilmeli tezime işte harika bir örnek..
Bir Summertime doğaçlaması yaptı, bayıldım.. Veysel'den ve Karatoprak'tan tek bir nota içermeyen, kendi bestesi Karatoprak, gümbür gümbür Veysel'di her tuş dokunuşunda.. Ve Beethoven.. Adını yayıncısının medyatik olsun diye Fırtına koyduğu sonatının son bolümü.. "Bence bu bölümde Beethoven sorular sorar" dedi.. Başladı çalmaya.. Sorular yığıldı beynime gerçekten.. Neden?.. Nasıl?.. Niçin?.. Niye?.. Cevap veremediğim yığınla soruyu vurdu tuşlarla, Fazıl..
Harikaydın Fazıl!..