DÜNYA alınganlar kralı Atilla Gökçe kardeşim, "Laf ebeliği yapıyor" deyişime kırıldığını, gene laf ebeliği yaptığı bir yazıyla hissettiriyor.
Sevgili Atilla, "Laf ebeliği" 40 saat konuşup da esasa yönelik tek kelime etmemektir ve bir sanattır aslında..
Ben Milliyet'in, Namık Sevik Milliyet'i olmaktan, Türk sporunun bayraktarlığını yapmaktan çıkıp, Fenerbahçe sözcüsü, hatta amigosu bir gazete haline dönüşmesinden duyduğum içten üzüntüyü anlatmıştım. Bir de örnek vermiştim.
"Bu hafta Fener maçını iki Fenerli, Beşiktaş maçını iki Beşiktaşlı yazar yorumladı. Galatasaray maçının iki yorumcusu ise iki Fenerliydi?. Niye" dedim.. Kendim de yanıt verdim.. "Namık Ağabey zamanında Gündüz Kılıç, Coşkun Özarı ve (O zamanki) Turgay Şeren gibi dev yazarları sunan Milliyet, özellikle fena halde holigan Fenerli Mehmet Yılmaz'ın Genel Yayın ve Necil Ülgen'in spor müdürlüklerinde, Galatasaraylı barındırmaz hale geldi. Galatasaray muhabirleri bile Fenerli" dedim.
Bu deyişime ne yanıt vermiş Atilla?.. Hiç.. Üstelik, o yazılardan sonraki hafta, Milliyet'te gene Beşiktaş maçını iki Beşiktaşlı, Fener maçını iki Fenerli yazar yorumladı. Galatasaray maçının yorumunu da gene iki Fenerli yaptı.
Şimdi bunları "Bütün spor yazarları tarafsızdır" palavrası ile geçiştiremezsin. O bir zamanlardı. Şimdi, 40 kişiyiz, birbirimizi iyi biliriz.
Diyelim haklısın. Spor yazarları tarafsız. O zaman niye Milliyet'te hâlâ ve ısrarla, Beşiktaş maçlarını Beşiktaşlılar (Niye iki Fenerli değil), Fener maçlarını Fenerliler (Niye iki Beşiktaşlı değil) yazıyor da, Galatasaraylılar hiçbir şey yazamadıkları için, Galatasaray maçlarını da Fenerliler (Niye iki Beşiktaşlı değil) yazıyorlar?.
Şimdi bu doğrudan soruya yanıt vereceksen, yaz Atilla! Gene laf ebeliği yapma!..