Ben bu yazının başına, dün geceki maçtan saatler önce oturdum. Oturmakta da mahzur görmedim. Çünkü söyleyeceklerimin maç sonucu ile ilgisi yok. Türkiye şu anda kazanmış, 2006'ya gidiyor da olabilir, Dünya Kupası'ndan elenmiş, 2008 Avrupa Şampiyonası elemelerine başlangıç yapıyor da..
Fark etmez. Her iki halde de Fatih Terim için gerçek başlangıç bugündür. Altında Fatih Terim imzası olan takımın belirleneceği ve Fatih Terim takımının işe başlayacağı gün.
Bugüne kadarki Terim, İngilizlerin deyimi ile care taker (Sahibi yokken bakan) bir görevliydi adeta.. Ersun Yanal, onunla işlerin yürümeyeceği açık şekilde ortaya çıkınca, görevden alınmış, yerine Fatih Terim getirilmişti.
Terim'in hemen oynayacağı Dünya Kupası eleme ve mucize yaratır geçerse playoff maçları vardı ama yeni bir takım kuracak vakti yoktu. Bu yüzden işte "Adeta" care taker gibi başladı. Ersun'dan kalan iskeletin çürük noktalarına, kendisi ile daha evvel çalışmış, güvendiği daha eskileri ekleyerek bir "Devam" takımı kurdu. Bu takımın görevi dün gece tamamlandı.
Bugünden itibaren "Gerçek" Fatih Terim dönemi başlıyor. Hedef ister 2006 Dünya Kupası finalleri, ister 2008 Avrupa Şampiyonası elemeleri olsun, Terim'in artık kendi takımını seçecek, kendi futbolunu oynatacak vakti var.
Asıl Terim dönemi de bu olacak!..
Fatih Terim dünyanın sayılı hocalarındandır. Milan'ın çalıştırıcılığına getirilmek her baba yiğidin harcı değildir. Önemli olan da bu seçimdir. Bu düzeyde dünyada kaç hoca var sanırsınız?.
Böyle bir hoca ile açılacak yeni dönemin parlak olacağına inanıyorum.
Başında bulunduğu ekiple tüm Anadolu'yu tarayacak Terim, üç büyüklerin yedeklerinden kurulu bir toplama ekip yerine, "Oynayanlardan" bir takım kuracaktır.
1996 Avrupa Şampiyonası finallerinde, dünya otoritelerinin seçtiği ilk 100 futbolcu arasına giren tek Türk Vedat'ı, Terim'in bir ikinci lig takımından bulup getirdiğini hatırlayalım.
Dün görevi sona eren 29 kişilik kadroda Anadolu'dan tek futbolcu vardı. O da maç 18'ine dahi giremedi. Anadolu'da futbolcu olmadığından değil, Terim'in arayacak ve onlardan takım yapacak vakti olmadığından., Şimdi başlıyor.. İşte şimdi başlıyor. Gerçek Fatih Terim'i bugünden itibaren izleyeceğiz.
Benim gönlümde yatan, Terim'in işe, kendi teknik kadrosu ile başlaması. Üç büyüklerin her birinden bir isim seçme esaslı, eyyamcı kadronun ne Terim'e, ne de milli takıma faydası yok..
Terim'in sağ kolu, ilerde görevi ona bırakacağı adam olmalı.. Piontek'in sağ kolu Terim çapında biri..
Terim sesi sedası çıkmayan, medyada fikirlerinin alınmasına gerek dahi duyulmayacak kadar az itibar gören, kendisinin her dediğine "He" diyen adamlardan kurtulmalı..
Yanında, hırslı, ihtiraslı "Bir gün bu işi senin elinden alacağım ve senden başarılı olacağım" diyen gençler olmalı.
Düşüncelerini tartışmaya açtığı zaman "Saçmalama Hoca" diyecek kadar yürekli, cesur, atak, kendi fikirleri olan ve bunları açıklamaktan, tartışmaktan korkmayan gençler.
Eylem ve söylemleri ikinci adamken bile manşetlere taşınacak gençler..
Piontek'in yanındaki Terim böyleydi. Derwall'in yanındaki Denizli de..
Özellikle Denizli'nin Derwall ile nasıl çatıştığını hatta zaman zaman "Takımı böyle kurup böyle oynatacaksan, ben yokum" diye kapıyı çarpıp gece yarısı kampı terk ettiğini bilirim.
Derwall her defasında onu geri dönmeye ikna etti. Bana "Hıncal bilir misin, Denizli bana niye lazım?. Hemen her fikrime itiraz ediyor da ondan. Onun sayesinde ikinci defa düşünmek zorunda kalıyorum. Onun haklı olduğu, ya da haklı çıktığı zamanları da biliyorum" derdi.
Ne Denizli ne Terim, kendi Denizli ve Terimlerini bulmadılar.. Bulamadılar değil, bulmadılar. Yanlarında yerlerini alacak çapta adam barındırmadılar. Yetiştirmediler. Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük hocalardan ikisinin en büyük ortak günahı budur. Bu günah bugünden itibaren Terim için sona ermelidir.
Yeni Terim dönemi, yeni Terim ekibi ile "Bembeyaz" başlamalıdır!.