ÖNCE benim köşemden, kocaman da bir fotoğrafımla alıntılamışlar..
"Eğer doğayı ve ülkenizi gerçekten seviyorsanız, golfü alkışlamanız, golfe sahip çıkmanız gerek.."
Sonra altına yorumlarını koymuşlar..
"Anlaşılan Hıncal Uluç geçtiğimiz günlerde Antalya'da 'Golf lobisi' tarafından ağırlanmış, kararlı bir golfsever haline gelmiş."
"Hıncal Uluç parayı almış, bu yazıyı yazmış" diyor, açık seçik..
Kim diyor?..
Radikal!..
Bu ülkenin en ciddi, en ağır başlı olma çabası içindeki gazetelerinden birisi..
Bu nasıl aşağılık bir davranış, bu nasıl utanç verici bir gazeteciliktir.
Hıncal'ı geçin.. Bu içinde bulundukları kendi mesleklerine yönelik bir saldırı, bir ayıptır.
"Bu ülkenin en önde gelen gazetelerinden birinde yıllardan beri köşe işgal eden, bu ülkenin her sabah en çok okunan yazarlarından biri olan, her TV programı merakla beklenen bir adam, Antalya'da bir ağırlanma karşılığı yazı yazabiliyorsa, geri kalanları varın düşünün" demez mi millet?..
O zaman gazetenin, o zaman bu mesleğin saygınlığı, onuru, gururu, inanırlığı kalır mı?.
Bu aşşağılık saldırının nasıl bir yalan olduğunu en iyi bilen kişi Mehmet Yılmaz'dır..
Kimdir Mehmet Yılmaz?.. Radikal'i kuran adam.. Bugün hâlâ o gazetenin en üst düzey yöneticilerinden biri..
1980'li yıllardı, BMW'nin konuğu olarak Portekiz Algarve'ye gidişimiz. Tam da Türkiye'nin Antalyası olan Algarve'nin adının Arapça El Garp, yani Batı'dan geldiğini orada öğrendik. İspanya ve Portekiz'de A ile başlayan her ad, Endülüs Emevileri'nden kalma imiş.
O yıllarda Antalya, dört aylık yaz sezonundan sonra 8 ay, sinek avlarken, Algarve'de bizim kaldığımız tatil köyünde de, civarda da belirgin bir doluluk vardı.. Mehmet'le merak ettik. Araştırdık ve öğrendik.. Portekizliler, turizm sezonunu 12 aya çıkarmak için Golf turizmini yaratmışlardı. Dünyanın dört bir yanından golfçüler, aileleri ile birlikte golf turlarına katılıp geliyorlardı. Algarve artık dört değil, 12 ay çalışıyordu.
Döndük ve ben "Golf Turizmi" kampanyasını başlattım..
Yani 20 yıl önce..
O zaman Türkiye'de yarım golf sahası vardı. Aslında iki taneydiler de, Ankara'dakini CHP'li Belediye "Burjuva eğlencesi" diye yıkmış, yerine bir Halk Parkı kurmuştu.. Altın Park odur.
İstanbul'daki ise, Birinci Ordu sınırları içinde idi. Bir gün asker, "Bana yer lazım" deyip 9 çukuru geri aldı. Koca Türkiye'de o da askeri kontroldan geçerek girilen 9 çukur kaldı.
İşte o zaman Algarve'yi örnek gösterip, Antalya ve yöresinin golf turizmine açılması gerektiğini savunmaya başladım. Golfü yayarsak, tesislerin 12 ay açık kalacağını, istihdam sorununun büyük ölçüde çözüleceğini, turizm girdisinin hem de nasıl katlanacağını anlattım.
Türkiye, hele hele Antalya golfü bilmezken, bıkmadan usanmadan golf turizmi bayraktarlığını yaptım.
Yani.. Bugün bu ülkede bir golf lobisi varsa, kuran benim.. Bugün Antalya'da golf kulüpleri varsa, fikri temellerinde benim harcım vardır.
Yörede golf kulüpleri kurulup ilgi artmaya başlayınca, devlet de bu sporu tanıdı ve Golf Federasyonu kuruldu. Ahmet Ağaoğlu gibi, bu spora ve bu sporun turizme yararına inanmış bir gönüllü de federasyon başkanı seçilince düğmeye basıldı.
Ağaoğlu "100 Golf Alanı" diye dev bir projeyi hazırladı. Tamamlandığı gün Golfün Türkiye'ye maddi manevi neler sağladığını en kör gözler bile görecek.
Olay bu..
Ben, hiç de mütevazı olmadan iddia ediyorum ki, Antalya yöresinde Golf Turizmini başlatan adamım. En iyi şahit de Radikal gazetesini kuran ve bugün de yönetiminde bulunan Mehmet Yılmaz'dır.
Mehmet tatilde.. Ama bu bir telefon etmesine engel değil..
Radikal'in benden özür dilemesini, meslek adına bekliyorum.