Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Savulun Erdoğan geliyor!..

Sonunda olacağı belliydi.. Düşünebiliyor musunuz?.. Başbakan geçecek diye yollar kapatılıyor ve ambulansa dahi yol verilmiyor.. Diyalize yetişmesi gereken böbrek hastası da ölüyor..
Polislere, araçta acil hasta olduğu söyleniyor ama, boşuna.. Onlar emir kulları.. İnsanlığa karşı emir kulluğu olur mu?.. İçlerinden bir teki, yetkisini kullanmaya cesaret edemiyor. Sorumluluğu üzerine alamıyor..
Böyle bir rezilliğe, böyle bir cinayete dünyanın uygar hiçbir ülkesinde rastlanmaz..
Bu aşşağılık, bu iğrenç, bu rezil protokol uygulaması sadece Türkiye'de yapılır..
Cevdet Sunay'ın Cumhurbaşkanlığı zamanında başladı. Hazret Çankaya'dan çıkmaya niyetlendi mi, tüm yol güzergâhı saatler öncesinden trafiğe kapatılırdı. Rahmetli çok uğraştı, Hürriyet'te idi galiba, "Savulun Sunay geliyor" manşetini görünce.. "Benim haberim yok. Kraldan fazla kralcı yalakalar bu işi yapıyorlar" diye.. Sonra adet oldu..
Bugün bu ülkenin Cumhurbaşkanı kırmızı ışıkta bekliyor, ama başbakan için kesilen yollarda acil hasta ölüyor..
Yani..
Yani mesele yalakalık değil.. Mesele başka..
Öylesi isteniyor, emrediliyor.. İstemeyene yol kesme yok..
Erdoğan'ın ilk başbakan olduğu yılda, Ataköy'de bir basketbol maçına gitmeye karar vermiştim. Hazret de gelecekmiş, Ankara'dan uçakla.. Havaalanından Ataköy'e, E-5 Otoyolu kapatılmıştı trafiğe iyi mi?..
Nasılsa geçen bir iki arabanın da Ataköy'e dönüşüne izin verilmiyordu. Kadın ağlıyor direksiyonda "Evim Ataköy'de" diye.. "Bana ne" diyor polis, yardımcı olup yol yordam göstereceğine.. "Burdan çek git, hemen" diye emrederek..
Salona yaklaştıkça, polisin "Koruma" adı altında millete ettiği işkence doruklara ulaştı. Elinde bileti olanlar dahi salona yaklaştırılmıyorlar. Günahı maçı görmek için bilet almak olan vatandaş acımasızca coplanıyor.. Duruma el koyması, önlem alması gereken vali ve emniyet müdürü salon kapısı önünde el pençe başbakanın aracını bekliyorlar ki, selam duralar. O vali, o emniyet müdürü, o polis, vatandaşın değil, Başbakanın polisi.. Bir tek RTE.. Gerisi kahrolsun..
Kendi vatandaşından bu kadar korkan, koruma diye onlara bu kadar eziyet eden bir başbakan olur mu?..
Ben dünyayı gezdim.. Böyle şarklı bir rezillik görmedim. Düsseldorf'ta maça Alman Başbakanı ile yan yana iki kilometre yürüdüm. Daha yakına araba parkı yasaktı ve koskoca Almanya'nın başbakanı da bu yasağa uymuş, arabasından inmiş, halkının arasında yürümüştü.
Fransa'da Dünya Kupası finalini, Şenes Erzik'in karısının davetiyesi ile Şeref Tribünü'nde izledim. Stada girerken önümde yürüyen adamın Jacques Chirac olduğunu boyundan fark ettim, koruma, moruma fark etmediğim için. Devre arasında kulise geçtim.. İkram büfesinden bir şeyler alabilmek için kuyruğa girdim. İki adam önümde Chirac duruyordu. Kuyrukta.. Sırasını bekliyordu. Bir tek yağcı, yalaka yoktu etrafta "Beyefendi, siz şu koltuğa buyrun, biz hizmet edelim" diyen..
Amerika'da Clinton'un New York'a geleceğini duyduk. Bir otelin salonunda konuşma yapacaktı. Yakından görelim diye, kapıyı gören cafede mevzilendik. Göremedik. Gelmiş, gitmiş, haberimiz olmadı. Kimsenin haberi olmadı.
Kendi rahatı, kendi keyfi için vatandaşına eziyet etme, dünyanın hiçbir uygar ülkesinde yok.. Bizde padişahtan kalmış gelenekler, daha da azmış..
O basket maçı rezilliğinden sonra söz verdim kendime "Bir daha Recep Tayyip Erdoğan'ın gideceği hiçbir davete, törene, açılışa, maça falan gitmeyeceğim. Bu rezilliği bir daha yaşamayacağım" diye..
Haberim oldukça gitmiyorum da..
Siz de öyle yapın..
Ama hasta iseniz, durum acilse, bir ambulansın içindeyseniz ne olacak?..
Ne olacak?.. Başbakan civarda ise, öleceksiniz..
Çağdaş, modern, uygar, AB kapısındaki Atatürk Türkiyesi bu..
Yol kesmek, protokol göstergesi..
Ve biz koyun millet, hiçbir tepki göstermeden bu aşağılanmaya, geçiniz ölüme mahkûm edilmeye hiçbir tepki göstermiyoruz..
Helmut'lar, Jacques'lar, Bill'ler niye yapmıyorlar bu rezilliği..
Sıkı yapsınlar.. Orda bilinçli vatandaş, orda güçlü sivil toplum örgütleri, orda vatandaşa sahip basın var. Dünyayı öyle bir başlarına geçirirler ki, siyasal yaşamları biter..
Sıkı mı yapsınlar..
Unutmayın.
İsa'dan yüzlerce yıl önce söylemiş, filozof..
"Her millet layık olduğu şekilde yönetilir."
Biz RTE yönetimine layığız.. Kim ne diyebilir ki?..
Savulun, Erdoğan geliyor!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA