İkinci günün akşam yemeği anlatılacak gibi değildi.. Dedim ya bu İspanyollar için yemek, karın doyurma falan değil.. İbadet.. Saatler süren bir ayin..
Baba Angel bu defa devasa masayı Alhambra'da kurdurmuş.. Elhamra yani.. İsim Emevilerden kalma..
Harika bir yer.. Saatler boyu önümüze koydukları her şeyin ayrı bir lezzet olması değil sadece.. Servis, hava, yani ambiyans..
Canlı müzik var, ama hani unplugged dedikleri.. Elektronik yok.. Çalgıcılar ve solistler masa masa dolaşıyorlar..
Önce bir flamenco gurubu geldi.. İki genç kız şarkıcıları.. Aman tanrım.. Nasıl bir İspanyol gırtlağı olmaz böyle şey..
Müziği katkısız, saf dinlemenin tadı da başka oluyor.. Alkış kıyamet gittiler.. Az sonra Mariachiler bastı salonu..
Yani Meksikalılar.. Los bilmem ne diye bir gurup.. Kafalarında geniş kenarlı şapkaları ile.. Bizim masa durur mu.. Başladık onlara eşlik etmeye.. En başta da ben.. Çünkü söyledikleri şarkıların çoğu, bizim Modern Folk'un repertuarında var. Ezberlemişim.. İspanyollar da hayretle bana bakıyorlar, tek kelime İspanyolca bilmeyen Hıncal bu şarkıları nerden biliyor diye!..
Gece birde otelde idik, sabahın köründe kalkıp yollara düşmek için.. Bu defa Pamplona'yı dünyaya tanıtan o meşhur koşuyu izleyeceğiz.. Hani erkekliğin onda dokuzu kaçmak derler ya.. Burdan çıkmış olmalı..
Azgın boğaların önünde o daracık sokakta olmak, erkeklik.. Boğanın önünden arkana bakmadan kaçmak da, erkekliğin şanı..
Ernest Hemingway ölümsüzleştirmiş, Fiestayı ve koşuyu 1920'lerde, yaza yaza..
Efendim bu San Fermin, Pamplona'nın ve Navarra eyaletinin azizi.. 3. yüzyılda Pamplona valisi, senatör Firmus'un oğlu imiş. Eyalet halkı paganken, yani putperest (Bu festival de başından sonuna Pagan gelenekleri üzerine kurulu. İlk Hıristiyanların taktiği.. Pagan geleneklerini benimseyerek yayılmışlar Avrupa'da..) Fermin Hıristiyanlığı kabul etmiş. Fransa'ya gidip papaz olmuş. Afrika'da misyonerlik yapmış. Pamplona'ya piskopos olarak dönmüş. Sonra tekrar Fransa'ya gitmiş. Orada kafasını keserek öldürmüşler.. Sonra da Papa onu "Aziz" ilan etmiş.. Ayakkabıcıların, şarap üreticilerinin ve fırıncıların Azizi..
Onun adına yapılan bayramın artık Hıristiyanlıkla ilgisi yok. Her dinden, dinsizler dahil herkes 24 saat durmaksızın yiyip içip eğlenmeye geliyor. Bir Hıristiyan din bayramı olmaktan çıkmış, Antik Yunan'ın şarap tanrısı Baccus festivallerine dönmüş.. Festivalin ruhu da, her sabah yapılan bu sokak koşusu..
Ama ne koşu.. Az sonra.. Yani.. Yarın!..