BEN ömrüm boyunca bir köpek olarak yaşamıştım ama artık kesin kararım, bir kediye dönüşmekti. Artık hayatımda bir köpek olarak yaltaklanmalara, bağlanmalara, başkalarını kendime bağlama çabalarına, başımı okşatmaya, sevgi ve sıcaklık ihtiyacı içinde insanların bacaklarına sürünmeye, kuyruğumla birlikte tüylü kıçımı da sallayarak sevimli görünme gayretine hiç yer yoktu. Köpek olduğum yıllarda hepsini yapmıştım, hem de fazla fazla, ama bu beni felakete götürmüştü. Bağlanmalar yüzünden aklımı kaçırmanın kıyısında dolaşmıştım uzun süre.
O dönemde yaşamayı unutmuştum sanki. Bunu birisinin hatırlatması gerekiyordu. "Nefes almam gerek" diye düşünmesem nefes almayacaktım.
Bütün bunlar bir köpek gibi bağlanmam, sevgi ve merhamet dilenmem yüzünden başıma gelmişti. İnsan denilen yaratıklara ilişkin düşüncelerimin yanlışlığı yüzünden. Dünyayı aydınlık ve sıcak, merhametli bir yer gibi düşünmem yüzünden. Bütün köpekler saftır zaten.
Oysa şimdi bir kediyim ben: Uzak, denetimli, soğukkanlı ve güçlü bir kedi. Eski Mısır'da, Beni Hassan'da yapılmış üç yüz bin kedi mumyasından biriyim: Onlar kadar soğuk, onlar kadar güçlü ve mağrur.
...........
Zülfü Livaneli'nin "Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm" isimli kitabından bu alıntıyı gönderen Işıl Diler'e teşekkürlerimle..