Şimdi bir maç düşününün. Puan değeri yok. Ya kazanacaksın, ya kaybedeceksin. Hepsi bu. A takımı ilk yarıyı geride bitiriyor. Hem de bayağı geride.. Devre arasında teknik direktörü her türlü riski göze alarak, tamamen hücuma dönük bir oyun düzeni düşünüyor ve ona göre önlem alıyor..
B takımı hocası, farkı koruma niyetinde.. Bu yüzden ilk yarıda rakibi darmadağın eden forvetini değiştirerek, tamamen savunmaya yönelik bir oyun planlıyor.
İkinci yarı başlıyor.. İlk 25 dakikada görüntü şu.. Savunma önlemi alan takımın savunması yol geçen hanı.. Hücuma yönelik oyun düşünen hocanın takımı hemen her akında gol pozisyonu buluyor. 25 dakikada 6 net pozisyon var.
Topun oyunda kalma süresini dikkate alırsanız, iki dakikada bir..
Şimdi soruyorum..
Bu iki teknik direktörden hangisinin oyun düzeni ve taktiği başarılı olmuştur?. Hangisi oyunu daha iyi okumuş, oyuncularını daha iyi değerlendirmiş, geçerli taktiği daha iyi uygulamıştır?.
Fenerbahçe'nin futbolcuları, bu net altı pozisyondan tek gol çıkaramayınca, tarihte belki eşi olmaz şekilde 5-1 kazanan takımın kalecisi olarak 10 üzerinden 10 alarak bu 25 dakikada mutlak 4 golü önleyince, benim medyam birden Daum'u astı. Hagi'yi göklere çıkardı.
Ne var ki Hagi, üç gün sonra, Gençler maçında bir kez daha intihara teşebbüs edince ve bu defa Mondragon onu kurtaramayınca, yani tabela bu kez Galatasaray'ı mağlup gösterince, skor yazarları rahatça kalemlerine sarıldılar ve Fener maçındaki günahlarını da çıkarma savaşına girdiler.
Türk futbolunun hele bu yılki perişan halini fazla eleştirmeyelim. Bu medyayla bu kadarına da şükretmek gerek.
***
Olmuyor Doğan Ağabey olmuyor.. 5- 1'lik Fener maçında üçleme yapan (Hat trick) Hakan Şükür'den maç yazında söz etmemek için zorlanırken, kaybedilen Gençler maçı yazısını nerdeyse onun üzerine kurman, sendeki Hakan takıntısının boyutlarını iyice ortaya çıkardı. Hep böyle yapıyorsun ağabey. Hakan iyi oynarsa adını anmıyorsun. Başarılı olamayınca nerdeyse tüm yazı ona yükleniyorsun.
Sen hepimize örnek olması gereken bir ağabey, bir kalem ustasısın. Yapma..
Yarım asırda yaptığın Doğan Koloğlu adını, bir takıntıya kurban etme..
Olmuyor.. Yakışmıyor!..