Uğur'u (Uludağ) Üçüncü Cinsle İlişkiler adlı oyunla tanımıştım. Ve de hayran kalmıştım.. Müthiş bir yazardı. Harika bir yönetmendi. Çok iyi de komedyendi.
Komple sanatçı diye bir şey varsa, oydu işte..
Daha sonraki deneyleri ayni başarı düzeyine ulaşmadı. Üçüncü Cins'in ikincisi ilkinin gölgesinde kaldı. Gereğinden fazla uzun olması ayrı bir kusuru oldu. İlk oyun üç sezon sahnede kalırken, ikinci ses getirmedi. Uğur'un TV sitcom denemeleri de tutmadı. Burada kusur onda değildi. Yazdığı sitcomlar AB düzeyinde idi. CD'ye sempatik ve sıcak gelmeyince reyting almadı, gitti.
Ben merakla beklemeye devam ettim. Nihayet Uğur'dan telefon geldi.. "Hıncal ağabey.. Çarşamba gecesi Akatlar Kültür Merkezi'nde yeni oyunum başlıyor. 27 Numara.. Bekliyorum.." Bir de yemin etti.. "Vallahi 55'er dakikadan iki perde. On dakika da ara var.. Toplam 2 saat.." Boşa çıktı yemini.. 2 saat 35 dakika falan olmuştu biz salonu terk ederken..
Oyunda bulduğum tek kusur bu.. Her iki perde de 10-15 dakika arası kısalmalı..
Yazar ile yönetmen ayni kişi olunca, bu iş zor. Çünkü yazar Uğur'un tüm esprileri iyi.. Kıyamıyor. Yönetmen de kendisi.. O da atamıyor.
Ama bir gerçek var.. İnsanları 3 saat boyu da ağlatabilirsiniz. Onda sorun yoktur. Güldürme ise sınırlı. Gülmekten yoruluyor, gülemez oluyorsunuz.. Kabahat espride değil, insanın limitlerinde.. Uğur bu limitleri ille de zorluyor.
Oysa seyircisini, espri sofrasından aç kaldırmayı başarsa, tiyatrosunun kapısındaki kuyruklar iki misli artacak.
27 Numara, müthiş bir komedi..
Harika esprilerle, harika diyaloglar yazmış Uğur..
Konu şirin.. İlk perde bu, ikincisi öbür dünyada geçiyor. Oyuncular da çok çok iyi..
Doğa Rutkay'i ilk defa izledim sahnede.. Müthiş.. Hem fiziği, hem de çok sevimli oyunu ile müthiş..
Hakan Bilgin ve Murat Akkoyunlu zaten bu tiyatronun temel direklerinden.. İkisi de çok çok iyiler gene.. Bu iki usta komedyeni, sinemamız ve televizyonumuz daha çok kullanmalı..
Celal Belgil, Kapısı Hannas'ta olağanüstü bir kompozisyon çiziyor.. Çok ama çok iyi..
27 Numara, tiyatro sezonu sona ererken ortaya çıkan sımsıcak bir oyun.. Bir gülme maratonu..
"Maraton" dedim Uğur, dikkat et.. Maraton'u koşmak zordur. Gel şunu bir orta mesafe koşusu yap.. Çok değil.. Onar dakika her perdeden..
Gerisi.. Eline, elinize sağlık.. Son zamanlarda bu kadar gülmemiştim..
Bir de mutlu olay yaşadım oyun biterken.. Bu tiyatronun temel direklerinden Yosi Mizrahi'nin ayrıldığını duymuş, çok üzülmüştüm. Oyunda olmadığı halde, finalde arkadaşları ile sahneye çıktı, selamlamak için. Demek gene ekipte..
Bilgi için adresler..
info@esek.org
Bilet için: 0 212 478 0 600