(Serpil Gogen, Londra'daki Türkler Sergisi'ni anlatmaya devam ediyor.)
İlk galeri, Türk kimliğinin tanımlandığı, 6. yüzyıla ait ilk yazılı kayıtlardan başlıyor. Göçebe Türk boylarının İpek Yolu etrafında kurdukları ilk yerleşik düzenlerden, farklı inançlarından, Moğolistan ve Altaylar'da kurulan ilk Türk devletlerinden söz ederek bin yıllık yolculuğun coğrafi ve kültürel girişi burada..
Kulaklığımdan açıklamaları dinlemeye hazırım artık..
Ama dinletmiyorlar ki!.. İlle "Çocuklar için olanı aç" diye tutturuyorlar.. Çaresiz basıyorum, çocuklarınkine..
Tatlı mı tatlı bir ses, müthiş meraklı bir çocuğa, elini üç kere sürerse, elindeki kumanda aletine, Cin'inin tıpkı Alaaddin'in Sihirli Lambası'ndaki gibi belireceğini, ona sergi içinde büyülü bir tur yaptıracağını, soracağı tüm soruları yanıtlayacağını söylüyor..
Ve anında, "iyi kalpli" Cin'in o gürleyen, alaycı ama babacan kahkahasıyla karışık sesi kulaklarda yankılanmaya başlıyor. Anlatırken kurduğu her cümleyle, en az üç yeni soruluk merak uyandırıyor. İfade ve bilgi yoğunluğu enfes, o masum, çocuksu soruların güzelliği inanılmaz..
"Sen" diyor, çocuğun cehaletini hafifçe küçümseyerek, "Türklerin Türkiye'den mi geldiklerini sanıyordun, gerçekten? Onlar çook uzaklardan geliyorlar, çook!"
2. Galeri: 6. yüzyıldan itibaren Orta Asya'nın doğusunu kontrolleri altına almaya başlayan Uygurları, Maniheizm, Nesturi Hıristiyanlığı, Budizm gibi farklı inançlarını sergiliyor. Özellikle, Berlin'den ve St. Petersburg'dan gelen, çoğu kayaların içine oyulmuş Budist mabetlerinden çıkan duvar resimleri inanılmaz. Hermitage Müzesi'nden gelen 7. yüzyıla ait bir erkek heykeli ve mezar taşları müthiş..
3. Galeri: Çeşitli nedenlerle Orta Asya'dan başlayan göçler, Oğuz Boyu ve Büyük Selçuklular var. Hat, maden işçiliği ve çinicilikte ulaşılan maharetin yanı sıra inanılmaz teknoloji en güzel örnekleriyle sergileniyor (9.-12. yüzyıl).. Eserler Viyana, New York, Londra, İstanbul ağırlıklı.. Metropolitan Müzesi'nden gelen Afganistan ya da İran'da bulunmuş saray muhafızı heykeli ilk bakışta beni şoke etti. Bir Kızılderili Reisiyle karşı karşıyayım sandım ve yıllar önce Ankara'ya gelerek konferanslar veren Kanadalı antropoloji profesörünü hatırladım. Müthiş bir söyleşi yapmıştık.
Kızılderililerin Türk kökenli olduklarını iddia ederek ilginç kanıtlar sunuyordu.. İnançları, çadırları, kilimleri, boncuk işlemeleri, dilleri, eğersiz ata binmeleri gibi.. Dünyada eğersiz olarak koşan at üzerinde ok atabilen sadece iki kavmin var olduğunu iddia ediyordu.. Türkler ve Kızılderililer..
4. Galeri tümüyle Mehmet Siyah Kalem'e ayrılmış.. Orta Asya steplerindeki yaşam tarzının yansıdığı resimleri albümler halinde Topkapı Saray'ından.. Koleksiyon ilk kez Türkiye dışında sergileniyor. Söylenenlere göre, serginin en ilgi çeken bölümü.. Ve de Cin, cinli şeytanlı bu bölümde harika..
5 ve 6. Galeriler Timur İmparatorluğu'na ve Türkmenlere ait. Semerkand, Şiraz, Tebriz gibi şehirlerin estetik, mimari, sanat, edebiyat, bilim, teknolojide öne çıktığı dönem.. Muhteşem el yazmaları, minyatürler, çiniler, porselenler, bronzlar, yeşim taşından oyma kap kacak nefes kesecek kadar görkemli..
Cin, Timur'un yaptıklarını anlatıyor.. Çocuk Cin'i köşeye sıkıştırdığından emin.. 'Hani sen Timur her şeyi yıktı' demiştin?.." "Önce yıktı.. Sonra yaptı.."
Yarın: Osmanlı Dönemi