Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Hiçbir yere gitmek..

GEÇEN gün İlhan Uçkan'ın köşesinde, bir kadın hoşlandığı bir adamı kendisine âşık etmek için neler yaptığını anlatıyordu.. Adamınsa durmadan onun yanında başkalarına asıldığını..
Bir erkek arkadaşım da, "Şimdi şöyle dersem, böyle diyecek, böyle dersem şöyle.. O zaman şunu mu yapayım, böyle mi diyeyim, konuyu şuralardan mı dolandırayım" diye, bir kadın olduğum için, bana akıl danışıyordu...
Yarı İtalyan, yarı Avusturyalı Michael; üç bin kilometreden telefon açmış, Kolombiyalı Lamay'ı anlayamadığını, ne yaparsa yapsın bu ilişkiyi çözemeyeceğini söylüyordu...
Çok komik.. Hepsinde de kendimden bir parça buldum tabii ki.. Aklıma yirmi yaşındayken, gösterdiğim çabaları hiç anlamayan bir adama öfkelenip aynanın karşısına oturmam, kirpiklerimi en dibimden kesmem geldi.. Kendi kendimin gözlerini oyuyordum derinlerde bir yerde herhalde...
Michael da, İlhan'ın köşesine yazan kız da, ben de aşkı çabalayarak yakalayabileceğimizi ummuştuk...
Halbuki... Aşk böyle birşey mi? Aşk, kafamızda kurgulamamız ve doğsun diye çabalayarak yaratabileceğimiz bir şey mi? Anlatmaya çalıştığım, hiçbir şey yapmayıp oturmak değil... Aksine aşkı, sevgiyi mutlaka beslemek, sürekli gözetmek lazım.. Benim söylemeye çalıştığım daha başka bir şey...
Ahlaksız Teklif filminde, Robert Redford'un Demi Moore'u neden terk ettiğini hatırlar mısınız? Robert, "Bana hiçbir zaman ona baktığı gibi bakmayacak" demişti âşık olduğu kadını terk etmesine anlam veremediği için ona merakla bakan şöförüne. Harcadığı milyonlarca dolara, aşık olunacak adam olmak için verdiği onca çabaya rağmen.. Bir bakışa yenik düşmüştü..
Plastik bir gül, gül olamıyordu.. Bir tarafta nehri yüzerek geçmeye çalışmak, öteki tarafta nehre karışıp onunla beraber akmak vardı...
Çabayla değil kendiliğinden çıkılan temellerle oluşuyordu aşk... Karşılıklı yapılan seçimlerle, el ele döşenen odalarla...
İki tarafın da verirken aslında aldığını görebildiği, daha derin paylaşımlarla yaşanıyordu...
Bir düşünün... Hiç.. Kuş olmaya çalışan bir kuş... Gül olmaya çalışan bir gül... Ağaç olmaya çalışan bir ağaç gördünüz mü? Bu koca evrende.. Çaba gösterdiği için denize kavuşan bir tek nehir var mı? "Olmaya çalışmak"la, "Olmak" arasındaki fark: Birinde bir yerlere.. Ötekinde hiçbir yere gitmeye çalışmak değil mi?

***
Bir Şeniz yazısı daha okuduğunuzu biliyorsunuz değil mi?..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA