Hıncal Ağabey" dedi, Ali Kemal Hanlı, İstanbul Trafik Müdürü, sevgili kardeşim, "Sabahtan akşama araba çekiyor, nerdeyse her saat ekip çıkarıyorduk, ama ana caddede parka, hatta duble parka engel olamıyorduk.. Ne zaman ki biriken cezalar yollanmaya başladı, şimdi cadde kendiliğinden tertemiz.. Makbuzları alanlar, işin ciddi olduğunu gördüler.."
Devlet pul parası vermediği için nerdeyse 40 trilyona yaklaşan trafik cezaları tebliğ edilemiyordu. İstanbul aylardır, Trafik cezasını unutan kent olmuştu. Bu köşede yazdık. Devlet belki de utandı. Tahsisatı çıkardı ve cezalar sahiplerine ulaşmaya başladı, kıyamet de koptu..
Koparan benim sevgili medyam..
Bu ülke bu medya ile her şeye layık, her zaman söylerim..
Aylardır biriken cezaların neden zamanında tebliğ edilmediğini soruşturacaklarına, belki kendi plakalarına da gelen cezaların öfkesi ile, her zamanki gibi ucuz popülizm tuzağına düştüler..
Bakın binlerce ceza tebliğ ediliyor.. Bunca cezanın içinde yanlış olmaz mı?.. Bir U harfi ile V harfi, yazılırken, okunurken karışmaz mı?..
Siz hiç ceza makbuzu gördünüz mü?.. Alın daktilo ile doldurun alnınızı karışlarım.. Bu satırlardaki harflerin büyüklüğündeki harflerle elliye evet elliye yakın soruya yanıt yazmak zorunda polis.. Ne gereksiz, ne alakasız sorular var.. Bu makbuzu doğru dürüst doldurmak hiç abartmıyorum en az 15 dakikanızı alır..
Denemek ister misiniz, İçişleri Bakanı Sevgili Kardeşim Abdülkadir Aksu.. Bu makbuzlardan bir tanesini alıp, hele bu karlı havada bir doldurmaya başlayın bakalım, yarım saatten evvel baş edebilir misiniz?.
Böyle aptalca bir bürokrasi olabilir mi, Sayın Bakan?.. Bu makbuzu hazırlayanı Taksim Meydanı'nda sallandıracaksın ki bir daha kimse böyle abesle iştigal etmesin. Trafik makbuzu pratik olmalı.. Kolay dolan, kolay okunan.. Kocaman harfli ki, karışıklık yanlışa yol açmasın.
Şimdi bu koşullarda bazı yanlışların olmasını kabul etmek gerek..
Yanlışa ya itiraz ederiz, ya da "Şeriatın kestiği parmak acımaz" diye öderiz..
Kaldı ki şunu sormak isterim..
"Bana bu ceza haksız ödendi" diyenler, bir 24 saatlerini iyi düşünsünler.. Kaç trafik suçu işlediklerini bir sayıp hesaplasınlar..
Bakın, bugün ülkemizde trafiğe çıkan her yaya ortalama 50, her sürücü ortalama 300 milyon liralık trafik suçu işliyor..
Her gün.. Ve bu cezalar ne yazılıyor, ne tahsil ediliyor..
Biz bunca suç işlemesek, trafik bu hale gelir mi?.. Bir cinayet aracı, bir canavar olur mu?..
Bu suçları uzaydan gelenler mi işliyor?.
Trafiğin canına okuyanlar, Marslılar mı?..
Bu ülkede trafik adam olacaksa.. Bu ülkede malımızı, asıl önemlisi canımızı trafiğe kurban etmek istemiyorsak, cezaların bu kadar yoğun olmasına itiraz değil alkış tutmamız gerek..
Yanıyorsa, cüzdanımızın canı yansın, bizimki değil..
Cezalar etkili olmadıkça, cezalar can yakmaya başlamadıkça, bu işler düzelmez.
Son günlerde yükselen feryatlar, doğru yolda olduğumuzu gösteriyor..
Trafik Polisi kardeşlerim.. Fahri Müfettiş meslektaşlarım.. Aldırmayın ve sakın acımayın..
Yazın makbuzu..
Yollayın..
Ellerinize sağlık!..
Bu ülke insanı, trafiğin kuralları olduğunu başka türlü öğrenmez!..