Yani birbiri ardına nasıl güzel geceler yaşıyorum.. Nasıl keyifle, neşeyle geçmeye başladı birden hayat..
Güzel şeylerin içinde güzel saatler..
Çarşamba gecesi Yıldızların Altında'yı izledim.. Harika bir yerli müzikal.. Müzikal demek ne derece doğru bilmem.. Doğrusu belki de, şarkılı, türkülü, danslı komedi..
Yazı telefon rehberine benzeyecek (M. Ali ağabey (Kışlalı) öyle derdi, yazıyı gerekli, gereksiz bir yığın isme boğduğumuzda..) ama, önce bu adları yazmak istiyorum.. Çünkü biliyorum ki, benden başka hiçbir yazar, ya da eleştirmen, onların çok hak ettikleri bu ödülü onlara vermeyecek. Başarıyı birinin alkışlaması gerek..
Çiğdem Agas, Evrim Akkaya, Erdinç Anaz, Berhan Arın, Eren Bakıcı, Kerem Kelebek, Onur Kiriş, Bedia Okur, Tuğba Özkul, Aslı Öztürk, Neşe Sayles, Oğuz Turgut Genç, Gözde Türkpençe..
Bunlar Yıldızların Altında'nın dansçıları.. Oyunun daha açış sahnesinde vurdular beni.. Sonuna kadar da harikaydılar..
Egemen'in bir harika dans ekibi vardı, başlangıç müzikallerinde.. Yaprak Özdemiroğlu, Çiğdem Tunç, Serap Aksoy, Bambi Burçin.. O günden bu yana ilk defa bu kadar başarılı dansçılar izliyorum, müzikal sahnelerinde..
Tabii, başarının altında bir imza var. Onu sona sakladım..
Selçuk Borak.. Koreografiyi yapan ve ekibi hazırlayan adam..
Dekor ne kadar güzel, ne kadar işlevli.. Barış Dinçel.. Öpüldünüz..
Kostümler.. Dansçı kostümleri.. Hele o ucuz playboy Beyaz'ı hem de nasıl yansıtan o birbirinden anlamlı giysiler.. Candan'ın ikinci yarıda giydiği tuvaletler.. Bu kadar olur.. Tuvana Büyükçınar..
Şimdi artık öteye geçebiliriz..
Gani Müjde dünya tatlısı bir oyun yazmış.. Yeşilçam'ı, medyayı, playboyları, şöhret peşinde kızları, zamanı geçmekte olan ünlüleri, töre peşinde ağabeyleri, daha aklınıza ne gelirse, osuyla bizim yaşantımız.. Hafif değindirmeler arasında, bol bol güldüren bir oyun bu.. Arada bir iki zorlama, iğreti duran espri de temizlense.. (Gazeteci vurana yeşil pasaport mesela..)
O devasa sahnede yayılıp, bayılabilecek, lastik gibi uzayıp bitmeyebilecek oyunu, bir saniye ilgi kaybettirmeden sahneleyen Mehmet Ergen de bir büyük alkışı hak ediyor..
Alkışı hak etmeyen kimse yok zaten..
Ben bayıldım.. Bayıldım.. Bayıldım..
Oyunculara da bayıldım..
Yahu işleri çekilmekte olan filmin kamerasını itip çekmek olan, nerdeyse figüran oyuncular, ağırlıklarını bu kadar hissettirebilirler mi?. Beyti Engin ve Bekir Çiçekdemir'i gidin de seyredin..
Rasim Öztekin aşmış.. Dağları, sıradağları aşmış.. Bir adam sahneye bu kadar mı yakışır.. Bu kadar mı sıcak olur.. Türkiye sınırlarının ötesinde bir komedyen Rasim..
Ya Beyaz.. Akıllara seza bir performans sergiliyor. Birinci sınıf komedi oyuncusu.. Birinci sınıf şarkıcı.. Birinci sınıf dansçı.. Al Lütfi Kırdar'dan.. Koy Broadway'e..
Candan Erçetin rolü için biraz yaşlı.. Nurhan Damcıoğlu rolü için biraz genç.. Ama müthiş müzikaliteleri ile seyircinin kalbini alıveriyorlar.
Ragıp Savaş.. Nasıl bir Yeşilçam jönü parodisi oynuyor.. Nasıl bir tipleme.. Harika.. Levent Ünsal da öyle.. Her sahnede var, her sahneden fırlıyor, ikincil rolünde bile.. Orhan Aydın usta.. Zuhal Topal.. Özellikle Ali Çelik.. Töre kardeşleri Faruk Karaçay, Renan Bilek.. Laz hizmetçi Pınar Aslan.. Esin Aslan, Şebnem Zorlu ve Aydan Kalınağa..
M. Ali ağabey bu yazıyı yırtar çöpe atardı. "Git isimleri azalt" diye.. Ben yapamadım.. Bir tekini bile çıkarmaya kıyamadım.. Hatta eksik var baktım.. Koca sahnede sizi ışıklar yönlendiriyor.. Harika bir ışık dizaynı ve yönetimi.. Yakup Çakır.. Orkestra ve şefi Nuri Irmak..
Ve sevgili İpet.. Bu oyunu en güzel izlememi sağlayan Basın Danışmanı İpet Altınay kardeşim..
Liste hâlâ eksik.. Kusura kalmasınlar..
Ve siz sevgili okurlar.. Harika bir gece için adres..
Yıldızların Altında..
Bilet satış: 0 216- 478 06 00
***
Gece orda bitmedi tabii.. Çatla sen Haşmet.. Yani "Eat your heart out!.."
Beyoğlu'na gittik, oyundan sonra.. Haşmet'in egemenlik bölgesine..
Atilla Saral yeni bir yer açmış, Bahadır ve Selçuk kardeşleri ile..
Pub Borsa.. Club Karaborsa..
Restoran.. Bar.. Disko bir arada.. İki katlı.. Ama üst kat, asma kat gibi.. Orta boş ya.. Aşağıyı da görüyorsunuz..
Ben bu kadar güzel bir dükkânı, Türkiye'de gördüğümü hatırlamıyorum.. Nasıl zevkli.. Nasıl iyi düşünülmüş.. Dayanabilen sabaha kadar ayakta.. Benim gibi rahatına düşkün olanlar için, nasıl yumuşak koltuklarla localar..
İnanın 135 desibel müzik.. O sütunları sarsan bas çastırıları bile rahatsız etmedi beni..
Önüme minnacık bir kadeh koydular.. Tak atıyorsunuz.. Yahu meyveli gazoz gibi bir şey.. Birden içim nasıl ısınmaya başladı.. Meğer Sex On the Beach denen şey buymuş.. Baktım ben dipledikçe, yeniden dolduruyorlar.. Üçte durdum.. Ben içmem. Şişede nasıl durduğunu bilirim sadece.. Ne olur ne olmaz..
Biz, Ece, Burçe, Ünal gittik. Ora da dostlar dolu.. Uğurkan.. Dünya tatlısı İpek Tanrıyar.. Alp ile Irmak geldiler.. Mutlulukları akıyor.. Irmak elimize doğmuştu.. Annesi Sabiş, babası Cihan'dan önce arkadaşım Ankara'dan.. Selam Sabiş, yılların ötesinden.. Eski dostlar.. Yusuf Azuz.. Engin Koç.. Daha kimler kimler..
Ben böyle gezmeye, böyle yazmaya devam edersem, Ergun Müdürüm beni alır, Şengül'ün yanına verir.. O zaman keselim..
Özet..
Hıncal günün ilk ışıklarına kadar, vur patlasın, çal oynasın eğlendi.. Yıllardır unuttuğu eğlenceye döndü.. Sıkı dur, Haşmet.. Hatta evine kapan.. Beyoğlu ikimize dar gelir.
Yaşamak ne güzel şey.. miş!..
Vallahi iyi de oldu.. Ara sıra kurtları dökmek gerek.. Hem böylesi, koşu bandında yürümekten daha iyi spor..
Atilla Saral'ın gidip mutlak görmenizi tavsiye ettiğim (Eğer gençseniz.. Kafanız benimki kadar gençse..) dükkânı Beyoğlu'nda Halas Sokak'la, Sakızağacı Caddesi'nin kesiştiği köşede.. Ağa Camii'nin sokağına girip aşağı yürüyün yani..
0 212- 244 85 23..
www.pubborsa.net