İki film daha izledim.. Aksiyon, heyecan türünde..
Birinde New York'un ara sokaklarında uçaklarla takip.. "Ara sokakta uçak.." Aynen öyle.. Gidin görün.. Öteki Moskova caddelerinde araba ile.. Onu da gidin görün..
İlk film, Uzay Kaptanı Yarının Dünyası.. İsim sizi aldatmasın, olay 1930'larda geçiyor.. Çizgi filmin içine canlı oyuncular konmuş.. Yalnız bu defa çizgiler ressamlardan değil, bilgisayar uzmanlarından.. Arkada gördüğünüz hemen her şey bilgisayar ekranı.. Bu yüzden de film biraz karanlık..
Bir kadro var, müthiş.. Hepsi Oscarlı Jude Law, Gwyneth Paltrow, Laurence Olivier.. Evet o.. Bilgisayar Sir Lawrence'i mezarından çıkarıp, canlandırmış..
Bir de yemeküstü tatlı, Angelina Jolie..
Bu türe meraklıysanız, vaktiniz de varsa, neden olmasın?..
İkinci filmim Medusa Darbesi.. Bizim hafızasını kaybeden CIA Ajanı Matt Damon, Robert Ludlum'un serisini sürdürüyor.. Bourne İdentity'yi geçen yıl görmüştük. Bu Bourne Supremacy..
Ajanın peşinde gene kendi teşkilatı.. Daha doğrusu, teşkilatta düşmanla işbirliği yapan hainler.. Fırtına gibi bir film. Çekim mükemmel.. Moskova sokaklarında takip sahnesi müthiş.. Kaç araba birbirine çarptı bilmem..
Çıktık.. Arabaya bineceğiz..
Acı bir fren sesi.. Arkadan "Gümmmm."
Dört şeritli yol, gidiş geliş bomboş.. Bom.. Boş.. Maçka yokuşundan hızla inen taksi, sinemanın boşaldığını görünce aniden frene bastı.. Ayni hızla tampon tampona gelen hususi duramadı..
İkisi de arabadan sağlam çıktı Allahtan.. Biri aç gözlülüğünün, öteki, hızla kuyruktan takibin kurbanı olabilirlerdi oysa..
Bu yanlışları her taksi ve her hususi yapıyor ülkemizde.. Israrla.. Ve her zaman da mala zararla bitmiyor tabii..
Ercan'a yıllardır anlatmaya çalışıyorum, anlamıyor.. Şimdi gözleri ile gördü..
Tampon tampona gitmek, arada durma imkanı verecek mesafe bırakmamak intihar.. İn- ti- har!..