Reha Muhtar, "Siz hiç kendinizi sevişirken gördünüz mü" diyordu dün.. Ve de bunun ne iğrenç bir şey olduğunu anlatıyordu.. Tamer olayının her boyutu incelenmiş de bu sevişmenin kaydı işine hiçbir köşe yazarı girmemiş ona şaşmış..
Ben Reha'ya şaştım.. Kendini sevişirken izlemek yaygın, asırlar öncesinden gelen bir fantezi.. Kayıt cihazlarının olmadığı dönemlerde yatak odalarının tavanı ve duvarlarına ayna döşemek bundan..
Kayıt cihazları çıkıp ucuzladığında kendi sevişmelerini kaydedip sonra seyretmek, bir başka fantezi, bir başka tahrik unsuru oldu.. Gülben'in kasedi bu tür. Hatta söylenenlere bakılırsa, Tamer'in kaseti de bu amaçla çekilmiş önce.. Sonra kızın aklına kullanmak gelmiş..
Haa.. Gizli kamera koyup şantaj yapmak mı?..
Böyle bir kaset izlemiştim.
Bilmem ne hocacılar bir güzel mankeni tuzağa düşürdüklerinde çektikleri kaseti çoğaltıp medyaya yollamışlardı. Ellerinde böylesi daha yüzlerce kaset olduğu söyleniyordu. Ötekileri tehdit için bu kız kurban seçilmişti, falan filan..
Yani Tamer'in kaseti öyle ilk, tek, olağanüstü bir şey falan değil..
Çirkin.. Gizli kamera ile böyle işler yapılması, Reha'ya katılıyorum, gerçekten çok ayıp..
Tamam da.. Millet bir zamanlar, gizli kamera ile çekilmiş, nerdeyse porno filmlerden öte görüntüleri izleyip keyif yapmak için bir ana haber bültenini her gece nasıl iple çekerdi?.
Kim yapardı, o fahişe, fuhuş, masaj haberlerini, gizli kamera ile ve her gece hem de dünyaya seyrettirirdi, Reha?..