Murat Avcı'nın mektubu ne kadar şirin, bakın bir..
Geçen gün Brezilyalı bir arkadaşıma Sezen Aksu'nun konserinde bazı şarkıların çevirisini yapıyordum. "Adı menekşe" isimli şarkıda "Sensizlik bir türlü yakamı bırakmıyor" satırına geldim ve kaldım. Çünkü çeviremedim. Yaptığım hiçbir çevirinin "sensizlik" sözcüğünü tam anlamıyla karşılayamadığını keşfettim.
"Wıthout you" vardır ama "Sensiz"dir anlamı sadece.. Ya sensizlik? Bir Almanca öğretmeni olarak fark ettim ki, Almanca'da da yok.
Sonra arkadaşıma dedim ki: "Bu sözcüğü sana nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Galiba sadece Türkçe'ye özgü. Şimdi sana söyleyeceklerimden ne olduğunu hissetmeye çalış. Bu bir yalnızlık ama yalnızlıktan daha derin ve daha acı. Bu, hiç kimsen olmadığı için değil, "O" olmadığı için duyulan bir yalnızlık. Bu yalnız olma değil, sensiz olma.. Yalnızlık geneldir, özel bir kişiye ait değildir ve istersen sen bütün dünya yalnızlığını gidermek için bir alternatif olabilir. Oysa sensiz olmanın bir alternatifi yoktur. "Sen" yoksan eğer, yerini hiçbir şey dolduramaz."
Sonra söyledim yeniden: "Bu şehrin meydanlarında, Garında, rıhtımında Sensizlik bir türlü Yakamı bırakmıyor.." "Anladın mı" dedim? "Hissettim" dedi!!!!