Tanju Tecimer kardeşim, aramızdaki adı ile "Dayı Bey" Londra'dan hatrımı soruyor..
"İtalya Turu ve Toto'yu anlatan yazını okurken, o günlerde kaybettiğimiz Necdet Mahfi Ayral'ı anlatacaksın sandım" diyor.. Hayal kırıklığına uğramış, haklı olarak..
"İyi düşün seni güldüren Toto muydu, yoksa onun Yahudi şivesi dublajı mı?.. Burada televizyonlarda kaç orijinal Toto filmi izledim, o çocukluk nostaljisini yaşamak için, olmadı.. Necdet Mahfi'nin Türkçesi olmayınca Toto da olmadı.."
Haklısın Tanju.. Hem de nasıl haklı.. Toto'yu Necdet Mahfisiz düşünmek ve yazmak ne kadar yanlış.. Üstelik o günlerde Necdet Mahfi ölmüşken.. Bir asra yakın Türk sanatına hizmet edip, mezar parası bırakmadan ölmüşken.. Cenazesi, camiden çıkan birkaç Müslümandan başkası tarafından izlenmezken..
Sanatçının asıl ölümü bu, ülkemizde..
Yaşarken ölmek.. Ölünce "Bir garip ölmüş diyeler.." olmak..
"Toto'nun seri filmlerini iple çekerdim" diyor Tanju.. "Necdet Mahfi gibi Galatasaraylı bir İstanbul Efendisini Şehir Tiyatroları'nda da izler oldum. Tiyatro alışkanlığım öyle başladı.."
Kimbilir kaç kişiye, sinemayı, tiyatroyu, sanatı sevdirdi Necdet Mahfi..
Heykeli dikilecek adamın ölümü böyle olmamalıydı..