Maalesef Atletizm Federasyonu asbaşkanı imiş.. Mehmet Yurdadön çok aramış olmalı bu Cem Yılmaz mukallidini.. Ertan Hatipoğlu Elvan'ın Olimpiyat'ta 5000 dışında 1500 koşacağını hem de ne bilimsel şekilde anlatırken, onun dediklerini anlamaktan aciz olduğu her halinden belli komik-i şehirimiz "1500 olmaz.. 3 bin koşacak" diyordu. Etrafındakiler o kadar kibardılar ki, "Efendi, efendi, Olimpiyatta 3 bin yok. Böyle koşu yok" demediler..
Güleyim mi.. "Bu mu hamle yapan Türk atletizminin iki numaralı yöneticisi" diye ağlayayım mı, bilemezken, ertesi gün Gençlik Spor Genel Müdürü, Türk sporunun 1 nolu yönetici konuştu:
"Elvan ve Süreyya'yı birbirine kırdırmayacağız.."
Yuh bu anlayışa.. Yuh kere yuh..
Bu kafada spor yok, spor nedir yok.. Bu kafada, sporu tanıtan, sevdiren, geliştiren en önemli şeyin rekabet olduğu bilinci yok..
Bu kafada hâlâ ve hâlâ Süreyya kampının sözcülüğü ve gözcülüğü var..
Atalay kardeşim.. Yaşın genç, bilmezsin.. O zaman öğren...
Türkiye atletizmi Cahit-Ekrem rekabeti sayesinde tanıdı, sevdi.. Türkiye'ye Balkan Şampiyonlukları, Akdeniz Altınları Cahit-Ekrem rekabeti sayesinde geldi.. Bu rekabet olmasa, atletizm belki de doğmadan ölmüştü..
Cahit-Ekrem ayni zamanda Fener-Galatasaray rekabeti olduğu için, o zaman mesela Gül Kupası denen yarışlarda Fener stadı dolardı.. Şimdi milli müsabakalara seyirci bulunmaz, bu ülkenin tek enternasyonal yarışı Cezmi Or fiyasko ile biterken..
Olimpiyat tarihinin hâlâ konuşulan, en unutulmaz altın sayfalarında 1980 ve 800 ile 1500 yazar.. Tüm dünya bu iki yarışa kitlenmişti.. Steve Ovett ve Sebastian Coe'dan hangisi kazanacak diye..
İkisi de İngilizdi bunların.. Ve İngilizin aklına "Birbirlerini kırmasınlar.. Biri 800, öteki 1500 koşsun" demek gelmiyordu.
İngilizler, Ovett ve Coe ile 1980'e, Moskova'ya damga vurdular..
Süreyya, Elvan rekabeti, Atina'nın doruğu olur.. İki Türk'ün altın için birbiri ile yarışması, dünya televizyonlarını, radyolarını, gazetelerini oraya toplar.. Dillere destan, unutulmaz bir spor olayı ortaya çıkar.. Türkiye destan, Türkiye efsane olur.
Spor da işte tamamı tamamına budur, anlayabildin mi, Atalay kardeşim..
Sakın.. Sakın ha, bilmediğin konularda ortaya çıkıp başından büyük laflar etme.. Seni oraya getiren gücün niye getirdiğini bil, sesini çıkarma, otur oturduğun yerde..
Bana da geçen yıl Dünya Şampiyonası ardından hocasını, dolayısı ile Elvan'ı yok etmek için ne oyunlara girdiğini yeniden anlattırma..