Önce köşe yazarı, gazeteci Mevlut Yener'in Antalya'da yayınlanan Akşam Akdeniz'deki yazısından bir bölüm.. Dikkatle okuyun..
Sera Otel, Antalya'nın en eski ve kendini sürekli yenileyen, Antalya ekonomisine ciddi katkı koyan gözde tesislerimizden biridir. Otel bünyesinde devreye giren Tuğra da aynı şekilde istihdam yaratan Antalya ekonomisine katkı koyan turistik bir kuyumcu mağazasıdır. Şimdi size sormak istiyorum, bu tür tesislerin Antalya'ya ne zararı var acaba? Neden ülke ekonomisine ciddi katkısı olan bir tesis kenti yönetenlerin hedefi olabiliyor?
Sera Otel'in devamı olan Lara Birlik Tesisleri halka açılacak gerekçesiyle Kumbul'un girişimleriyle valilik tarafından yerle bir edilmişti. Yaklaşık 2 senedir burası inanın yıkıldığı gibi bırakıldı ve savaş alanı gibi çok çirkin bir görünüme sahipti.
Üzerinden bir turizm sezonu geçti yine kaldırılmadı bu molozlar. Lara bölgesinde bulunan küçük otellerde kalan turistler ancak bu plajı kullanabiliyor. Savaş görüntülerini andıran yıkıntılar içinden geçerek turistler denize girip çıktı buradan, ama kimse bu durumdan rahatsız olmadı.
Bu kötü görüntüyü ben dahil Fatih Altaylı ve Hıncal Uluç da sert bir şekilde köşelerine taşıdı. Biliyorsunuz Özer Saraçoğlu, Fatih Altaylı ve Hıncal Uluç iyi Galatasaraylı oldukları için çıkan yazılarla ilgili 'Bunları Özer yazdırıyor' demeye başladılar. Böylece bu işten rahatsız olanlar Özer Sara- çoğlu ve Sera'yı hedef alan açıklamalar ve uygulamalar yapmaya başladı. Otelin önüne çekilen demir set de bu anlayışın bir parçası olsa gerek. Gerekçesi ne olursa olsun bu kadar tartışmadan sonra hem de 4 gün önce bu set çekilince siz olsanız ne düşünürsünüz?
Şimdi turistik bir tesisin kapısına demir set çeken anlayışa sormak istiyorum! Fatih Altaylı ve Hıncal Uluç'un Lara Sahilleri ile ilgili yazdıkları yalan mıydı? Lara'ya giden birçok insan bu çirkinliği görüp tepki göstermedi mi? Rahatsız olmadı mı bu durumdan? Yazılan çizilenler doğru mu de- ğil mi? Buna bakmak lazım önce. Bence yazılanlar doğruydu. Sera Oteli'nin rahatsızlığı dibinde cereyan eden bu çirkinlik. Müşteriler buradaki olumsuz durumdan rahatsız oluyorsa sorunun çözümünü istemek doğal hak iken, otel haksız duruma düşürülmüştür.
Yıllardır sorun olmayan bir otopark nasıl oluyor da birkaç gün içinde sorun oluveriyor acaba? Bu düşüncenin altında yatan asıl gerçeği ben de merak ediyorum. Turistik bir otelin önüne demir set çekmenin mantığı nedir? Burayı kullanıma kapatmakla ne elde edeceksiniz ki?
Otele kullandırmayacağız diye oraya çektiğiniz demir set masrafına yazık. Keşke bu parayla moloz yığınlarını kaldırıp sahili temizleseydiniz, şimdi bunları yazıyor olmazdık.
Düşünebiliyor musunuz?.. Bu ülkenin turizm cenneti Antalya ve yöresinde yığınla eksik var.. Bunları ısrarla yazıyoruz. Ankara'nın, başbakanın dikkatini çekmeye çalışıyoruz ki, gereken emirler verilsin. Ödenekler çıkarılsın ve bu sahil, altyapı tesislerine, yollara kavuşsun, dünya cenneti harika tesisler moloz yığınları manzaralarından kurtulsun..
Yerel yönetici ne yapar?..
Teşekkür eder!..
Antalya Valisi ne yapıyor?.. Adam Bond.. James Bond.. Fatih Altaylı ve Hıncal Uluç niye ikide birde Antalya'ya geliyor, Antalya yazısı yazıyor.. Öğrenile..
Öğreniyorlar.. Fatih de Hıncal da Galatasaraylı.. Sera Otel sahibi Özer Saraçoğlu da Galatasaraylı.. O halde bunlar arkadaş.. O halde bunları Özer yazdırıyor..
O zaman.. O zaman Özer'in kellesi vurula.. Benim Mekteb-i Mülkiye hocalarımı bir daha andım.. Yıllarca okuduk, bize valiliğin böyle yapıldığını niye öğretmediler?.. Ya da bu zat-ı muhtereme hangi hoca öğretti?..
Geçen yıl eleştirmiştim, ilk kez Türkiye'de bir ayağı koşulan Dünya ralli şampiyonasında zerre katkısı olmadığı halde valinin çıkıp ödül vermesini ve şov yapmasını..
Ağabeyim Öcal o gün aradı.. "Hıncal bu vali İzmir'den gitti. Yakından tanırım. Pırlanta gibi adamdır. Haksızlık yapıyor olabilirsin" diye..
Buyur sevgili Öcal ağabey, pırlanta valin işte bu..
Türkiye Rivierası'nda iki yıldır süren moloz yığınlarını görmez.. (Ben de fotoğrafları var. Bu kö- şede pek fotoğraf yayınlamam ama, gerekirse bir gün resme boğarım, herkes çöplükler arasındaki beş yıldızlık tesisleri görür.) Bunları yazan, Antalya daha güzel, Antalya daha emsalsiz, Antalya kusursuz olsun diye uğraşan iki büyük gazetenin hem de çok okunan iki yazarına "Yöreme ilgi gösterdiniz, sorunlara çözüm aradınız" diye teşekkür edeceğine "Buraya gelmeyin. Sakın yazmayın. Bırakın burayı bok götürsün.. Yazarsanız, ben de işte böyle arkadaşınızın boğazını sıkarım" der..
Zavallı Özer..
Fatih'in ve benim arkadaşımız olmasının cezasını çok ağır ödüyor.. Bu yazıdan sonra cezalar daha da ağırlaşır herhalde.. Antalya'nın yıllardan beri gururu, göz bebeği Grand Otel Sera'yı yok etmek için yerel yönetimin tüm imkanları kullanılır artık..
Gazanız mübarek olsun Vali Bey..
Bu ülkenin en büyük girdisi, geleceğinin umudu turizm.. Turizmin en büyük merkezi Antalya..
Ve böyle bir turizm yöresine vali diye bu kafayı gönderenler..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan.. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu.. Sizin de gazanız mübarek olsun..