YANİ o gece Ferhan Şensoy'a nasıl teşekkür edeceğimi bilemedim içten içten..
Erol Günaydın'ı, bu büyük usta, bu müthiş komedyeni yeniden sahnede görmek nasıl bir mutluluk, nasıl bir keyif..
Kimse kızmasın, darılmasın.. Ne oyun umurumdaydı, ne de öteki oyuncular..
Doyasıya Erol'u seyrettim.. Doyasıya Erol'u, büyük Erol'u alkışladım..
Uzun Donlu Kişot, Ferhat'ın yazdığı bir hiciv komedisi.. Ferhan da Don(lu) Kişot rolünde.. Erol, tahmin edersiniz Şanço Panza..
Ama ne şeker, ne tatlı, ne şirin, ne sevimli bir Sanço..
O eski Ses Opereti'nin o unutulmaz klasik salonu, yandaki kat kat localar dahil, nerdeyse yarı yarıya boş..
Dünyanın başka ülkesinde, böylesine bir sanatçı yıllar sonra sahneye dönse yer yerinden oynar, tiyatro 3 ay sonraya bilet satardı..
Benim sevgili medyam için, kültür, sanat, tiyatro denen şey "Tu kaka.." Ne tiraj getirir, ne de reklam.. O zaman kim uğraşacak ki..
Balçiçek.. Şirin.. Onca ek yapıyorsunuz, Sabah'a, sayfalar dolusu..
Gidin.. Erol Günaydın'ı seyredin.. Erol Günaydın'la konuşun, yazın.. Bir sayfayı doldurun.. Örnek olun..
Feridun Karakaya gibi bir anıta sahip olamadık.. Ne oldu?..
Bu ülkenin devleri sessiz sedasız, birer ikişer gidiyorlar..
Kalanlara sahip olalım yahu..
Kalanlara sahip olalım.. Tiraj ve reklam her şey değil.. Biraz gazeteci, biraz "İNSAN" olalım, ne olur?..
(Orta Oyuncuları Tiyatrosu. 0 212 251 18 65)