HER hafta gelen onlarca kitap arasında kaybolup gidiyorum; hangisini okusam; hangisini yazsam?
Seçerken bile zorluk çekiyorum; ya bir de yazmak? Önümde üç kitap duruyor; haftalardır bir ondan, bir bundan, bir şundan okudum!.. Ve... İstanbul'dan çıktım Anadolu'ya; Güneydoğu'ya da uğrayarak, Van'a kadar uzandım!.." Parayı Veren Kitabı Okur" (Avcıol Basım Yayın Dağıtım
Tel: 0212 522 40 51), birkaç yıl önce "Parasız Kitap" adlı eserini okuyunca şaşkına döndüğüm ve "Kırk ambar" olarak nitelediğim Engin Koklüçınar'ın.. Yine dağınık ama tadına doyum olmayan bir üslupla, oradan buradan ama daha çok bizden, olaylarla, anekdotlarla, fıkralarla, güzel sözlerle, kıssadan hisselerle, anılarla dolu 325 sayfa!..
Köklüçınar'ın kitabına aldığı bir söze, Mark Twain'in yazar olmak isteyen bir yeteneksize söylediklerine bayıldım: "Biliyorsunuz balıktaki fosfor zekâyı geliştirdiği için doktorlar özellikle bazı meslekleri yapmayı düşünen kişilere balık yemeyi önerirler. Size ne ölçüde yemeniz gerektiğini tam olarak söyleyemeyeceğim, şimdilik orta boy bir çift balina, sanıyorum başlangıç için yeterli olabilir." Bilmem ki, biz ne yapacağız; denizlerimizde balina da yok!. "Henek" (Peri Yayınları-Tel: 0216 347 26 44), yıllarca çocukluğu "ana" memleketi Kilis'te geçmiş olan bana yabancı gelmeyen bir kelimeyi isim olarak almış bir kitap!.. Biz "hanek" öğrenmiştik, Berat Beran kitabının adında "Henek" demiş.. "Henek", "Diyarbakır yerlisi olan insanlarımızın günlük hayatlarında kullandığı lehçe" ile yazılmış; Kürt dili ve kültürü ile Osmanlı-Türk dili ve kültürünün karması.. Beran, güldürürken, düşündüren, düşündürürken kahkahalar attıran bir kitap yazmış... Karadeniz'in "Temel fıkralarına nazire yapan" fıkralar var, gerçek olaylar var; yoğunluk, bu fıkra ve olaylarla bezenmiş anılarda.. Asıl mesleği eczacılık olan yazarın Diyarbakırlılarla bir de çağrısı var; "Bu kitabı beğenirseniz eğer, yaşadığınız ilginç olayları ve duyduğunuz fıkraları bana gönderin, ikinci kitabım için kaynak olsunlar!.."
"Ah Tamara" (Özyurt MatbaasıTel:0312 384 15 36), "Van" adını duyunca yüreğinde kıpırtılar hisseden benim gibi bir insan için, yudum yudum okunan bir kitap!.
İlk okulun yarısını Çaldıran'da ve Van'da okudum; kitaba adını veren "Ah Tamara" öyküsü Van Gölü'ndeki Akdamar Adası'nda geçer!.
Öykü acı biter; Bu acı son sebebiyle (Yazarın anlatımı) rivayet olunmuş ki; "Adanın tüm tavşanlarının zürriyeti hızla azalıp yok olmuş, adanın derinliklerinden sağlanan su kurumuş, Van Gölü'nün suları sodalaşmış ve tek canlının yaşamasına izin vermemiş."
Şahin Akçap, bir öğretmen; çeşitli dergi ve gazetelerde uzun süredir yazıp çiziyor; mesleği icabı, Anadolu'nun nerede ise dört bir tarafında bulunmuş; kitabındaki 50'ye yakın öyküde buralardan esintiler var; her kesimden insan manzaraları var!.
Günlük dili kullanarak anlatır gibi yazan Akçap'ın kitabı rahat okunuyor, sıkmıyor ve gönüllerde tat, kafalarda tortu bırakıyor!.
Öcal Uluç: Tel/fax 0232- 752 01 42 e-mail: ocal@beko.net