Günay'daydık geçen cumartesi, dostları toplamış.. "Gene hareminle gelmişsin" dedi Nükhet, kulağıma eğilip.. Demek dışarıdan öyle görünüyor.. Paparazzilere kızmamak lazım.. En sevdiğim dostlarım onlar benim oysa.. Bol resimlerimizi çektiler. Olur a yayınlanır, en doğru resim altını ben yazayım, dedim..
Nükhet Duru-Cenk Eren bu ülkenin en eğlendiren çifti oldular.. Günay yarattı bu ikiliyi.. Adam işi biliyor, işini bilmiyor.. Sanat yanı on.. İşletmecilik yanı sıfır.. Harika galalar düzenliyor, ama boğazına kadar borçta.. Çünkü kusursuzluktan vazgeçmiyor. Kusursuz olmak pahalı.. Bu pahalılığı fiata yansıttın mı, bu defa konuklara fazla geliyor.. Günay yıllardır cepten yiyor.. Türkiye'nin geri kalan tek nezih, tek kaliteli yeri olarak onun bu "Dayanma" savaşına mümkün olduğunca destek oluyorum.. Dostlarımın da desteğini istiyorum ama bilmiyorum, daha ne kadar gider?..
Nükhet ile Cenk her telden söylüyorlar.. Alaturka, alafranga, pop, arabesk, taverna.. Her telden söyleyince, herkesi de en azından bir bölümde mutlu ediyorlar..
Benim iki itirazım var.. Yunanca şarkıları çok fazla tutuyorlar.. Tamam Yunan konuklarımız oluyor.. Ama onlar bir masa.. Salon kocaman..
İkincisi.. Salonda yaş ortalaması bana yakın.. Onların sevdiği şarkılar sanki "Bulunsun" havasında potpori olarak geçiliyor..
Cenk Eren "Leylim Ley"e girdiği zaman salona baktım.. Herkes nasıl coşmuştu.. Bir kuple.. Sonra "Aldırma Gönül Aldırma.." Salon eşlik ediyor.. Aaa. O da sadece bir kuple..
Yahu Vegas'ta Tom Jones hâlâ Delilah söylüyor.. Çünkü müşterileri o şarkı ile gençlik anıları olan eskiler.. Üstelik bunlar öyle şarkılar ki, yeni nesil de tutuluyor..
Nükhet, bazılarını aşırı bulduğum sahne defilesinin sonunda nihayet muhteşem bir tuvaletle çıktı ve Türk popunun çoğu kendisi ile özdeş gelmiş geçmiş en güzel şarkılarını okumaya başladı..
"Seneler sürer her günüm
Yalnız gitmekten yorgunum Zannetme sana dargınım Ben gene sana vurgunum"
dediğinde salon nasıl birlikte mırıldanmaya ve hafiften tempo tutmaya başladı..
Ama o kadar..
Sonra gene iki satır, Melankoli..
"Beni en güzel günümde
Sebebsiz bir keder alır.."
Ve nasıl alkışlar yükseliyor, daha şarkının ilk notaları bestecisi Cenk Taşkan'ın gitarından yükselirken.. Salona bakıyorum gene.. Nefesler nasıl kesilmiş..
"Gün olur da hani bir gün benden bıkarsan
Gün olur da hani bu evden çıkıp gidersen
Sanma ki senden
Senin uğruna verdiklerimden Geriye bir şey isterim sen ayrılırken Sanma ki senin için yaptıklarımın Hesabı sorulacaktır senden Beni benimle bırak giderken Başka bir şey istemem ayrılırken Bana bir tek beni bırak ne olur Gerisi senin olsun."
Mehmet Teoman neler hissetmiş, nasıl yazmış bu ölmez sözleri..
Ayrılık üzerine yazılmış en güzel şarkılar, nedendir..
İşte "Sezen Aksu" deyince akla gelen ilk şarkı.. Türk popunun dünya durdukça duracak klasiği.. Tema gene gidenin ardından kalanın yakarışı..
"Bir sır gibi saklarım seni
Bir yemin bir gizli düş gibi Ben bu yükü taşırım sen git Acılanma.
Sen ağlama dayanamam Ağlama gözbebeğim sana kıyamam Al yüreğim senin olsun Yüreğin bende kalırsa yaşayamam.."
Biri "Bana sadece beni bırak ne olur" diyor.. Öteki tamamlıyor.. "Yüreğini bile bende bırakma.."
Bu kadar mı olur?.
Nükhet "Sen ağlama" derken başta kendi masam bir daha salona bakıyorum.. Herkes bir yandan şarkıyı mırıldanıyor, bir yandan gözlerindeki ıslak değişikliği saklamaya çalışıyor..
Ben buğulanmış gözlüklerimi çıkarıp masaya bırakıyorum..
Aslında gece bu şarkılarla, bu şarkılar tümüyle ve seyirci ile söylenerek bitmeli..
Ama garip bir kural var.. Yazılmamış kural..
Bu duygu seli içinde ayrılıp gitsek evlerimize olmaz..
İlle de göbek atarak bitmeli şov.. Ortalık gene tavernaya dönüyor!.. Belki de böylesi daha sağlıklı insan ruhu için..
Duygular değil..
Vur patlasın, çal oynasın olmalı dünya..