ABDULLAH Kiğılı, Şenes Erzik, ben.. Buluştuk.. Abdullah "Sizi pek az kişinin bildiği bir yere götüreceğim" dedi..
Bu üçlü Boğaz'da gizli saklı bir yere niye gider?.. Tabii federasyonu devirme komploları kurmak için.. Bir kamera, bir foto muhabiri görse kimbilir neler yazılırdı resmimizin altına..
Oysa senelerdir devam eden bir buluşmadır bu.. Üç sevgili dost, genelde de Apo'nun dürtmesi ile hafta sonları ara ara buluşur bir kahvaltı yaparız, tatlı tatlı sohbet ederek..
Apo "Bu defa kahvaltı değil, yemek" dedi.. "Boğaz'a götüreceğim sizi.."
Boğaz deyince akla ne gelir?.. Balık..
"Aman Apo" dedim.. "Sen merak etme" dedi.. "Bana güven.."
Doluştuk arabaya..
Doğru Yeniköy.. "Aşkın Yeniköy sahil-i deryasını sardı
Sinemde perişan uzanan bir peri vardı" dediği günden beri Yesari, bilirim Yeniköy'ü.. Babam bunu da çok severdi, Yesari'nin tüm şarkılarını sevdiği gibi..
Bir yalı/ köşkün önünde durduk..
Kocaman bir Gazebo yazısı, yukarıdan aşağı..
Girdik bahçeye ki, bir Gazebo önümüzde.. Yani çardak.. Köşkün bahçesinde bir tarihi Gazebo var.. Mekân da adını burdan alıyor zaten..
Doğru ileri açık hava deniz kenarı.. Sola saptınız mı, sıcak, şirin bir salon.. Yukarı kata çıkarsanız, daha özel yemekler için iki küçük odada masalar..
Hava o kadar güzeldi ki, deniz kenarını seçtik..
O sırada koşarak bir genç kız geldi yanımıza..
Yahu ben bu yüzü tanıyorum.. Nerden.. Nerden?..
Apo dedi ki.. "Bu Nurcan Aydoğan hanım.. Buranın işletmecisi.."
"Beni hatırlamadınız mı" dedi Nurcan.. Kahretsin.. Hatırladım da, nerden?..
"Sofra Londra.. Covent Garden'daydım ben.."
Tabii ya.. Bu o Nurcan işte.. Yıllar sonra Türkiye'ye dönmüş.. Bir arkadaşı ile, ki hâlâ Londra'da ortak, bu metruk köşkü kiralamışlar.. Tam 75 bin İngiliz lirası harcayıp sil baştan yenilemiş, Yeniköy adına layık hale getirmişler..
Nurcan "Ben de Çerkezim" dedi.. "Önce Çerkez yemeklerinden oluşan bir liste düşündüm.. Sonra dedim ki, zor.. Daha uluslararası bir mutfak daha uygun olur.."
Öyle de yapmış.. Hem Thai, hem Fransız usulü biftekleri bulabiliyorsunuz menüde..
Ben şefin tavsiyesine uyup "Thai" dedim..
Salata menüsü harika.. Deniz mahsulleri salatasına futbolun iki eski başkanı nasıl daldılar..
Ortaya iki risotto geldi. Biri denizli, öteki mantarlı.. Hayatımda ilk defa bu kadar lezzetli risotto yedim..
En güzel sürpriz de finaldeydi..
Tatlı menüsünde bir Elmalı Bohça vardı.. Hafif sıcak bir hamur bohçası içinde geldi..
Parmaklarımızı yedik..
Nurcan'a "Madem uluslararası mutfak yaptın, listeye bir de Çerkez yemeği koyabilirsin" dedim..
Ertesi akşam bu defa ben dostlarımı yemeğe götürüyordum..
"Sürpriz" dedim.. Doğru Gazebo'ya..
Bayıldılar.. Bayıldılar.. "Burayı nasıl öğrenmemişiz" diye de hayıflandılar..
Gazebo'yu deneyin dostlarım.. Ben bu hafta kahvaltısını deneyeceğim, kısmetse..
0212 299 84 87.. gazebo@e-kolay.net