14 Şubat'ı ilk duyduğumda lise birdeydim. Aslında tam ne anlama geldiğini bilemiyordum ama mühimdi işte. Ablam ve saz arkadaşlarının gündemine birinci sıradan oturmuştu, tenefüs aralarında zirveler yapılıyordu, haftalar öncesinden hazırlıklara başlarlardı. Her şey kalp, her şey kırmızı
Ne yalan söyleyeyim bazı konularda benim paraşüt biraz geç açılır.
Örneğin saatlerin neden ileri alındığını üniversiteye kadar çakamamıştım. Ne yani alt tarafı ışık işte ortalık karardı mı yakarsın, aydınlıksa kaparsın.
Daha da beteri; İzmir'in meşhur Kumru'sunu senelerce kuş zannettim de yemedim..
Babam 9-10 yaşlarımdan beri her maçta yılmadan ofsayt'ı anlatsa da, David Beckham'ı yeşil sahalarda görene kadar "Kırık Metroseksüel Hakem golümüzü engelledi!!" diye bağırdım durdum. O zamanlar Victoria yoktu, hani günün birinde Davidciğimle kavuşursak full donanımlı olayım hesaaabııı
Bir kızcağıza kötü bir şeyler olunca Aziz Valentine'in çıkardığı bu Sevgililer Günü hadisesi de bana lise ikide dank etti.
O zamanlar benim için Turkish Banderas, anneannem içim At Hırsızı Kılıklı Serseri olan bir flörtüm vardıKendisine en jan janlısından tipik bir "KKH (kırmızı kalpli her şey) no: 14 kutusu" hazırladım. Bu kutu nesilden nesile aktarılacak bir genç kız demirbaşı olup, günün ve hedef erkeğin zevklerine göre değişebilir. İçine kırmızı kalpli ve "love" yazan ne bulursan koyarsın. Bunlar genellikle bir işe yaramayan ancak bir arada zengin duran şeylerdir. Kısaca sponsorunuz (babanız) ne kadar para verdiyse eksi kuaför parası işte o kadar her şey.
İlk sevgililer günümde elimde KKH no: 14'ümle "Acaba ne verecek" diye beklerken kocaman kalpten bir "Hava"yı alınca Sevgililer Günü oldu, "Hayallerimin Yıkılma Günü."
"Yalnız ve Ağlamaklı Kızlar Kulübü" gelip gideni aratınca bir dahaki seneye kıpkırmızı bir sayfa açmaya ant içtim. Lise iki sekiz sene önceydi (Annem..! Ben hala 19 değil miyim yahu?) ve fakat kafama saksı düşüp bugünün hiç de romantik olmadığını idrak etmem altı senemi aldı.
Bence zavallı Valentine'ı anma günü'nü sevgilileri ayırmak amacıyla, manita bulamayan Gargamel düzenledi. Çünkü erkek kişilerde Sevgililer Günü çipi yoktur ve günün sonunda kavga, küsme, eski sevgiliyi arama ihtimali ortalama yüzde 90'dır.
Kız milleti o kalp senin bu kalp benim didinirken erkek hatırlarsa iyidir, o gün maç izlemezse daha da iyidir. Köşeden çiçek alıp, aşk dolu kısa mesaj (resimli olursa +10 puan) çekerse en iyidir. Çiçek+ mesaj+ yemek olursa da ilahtır ve "İlahlar azdır, elinden kaçıran kazdır."
Her yıl aşkölçerime göre adını "Enayiler Günü", "Hadi Kızlar Dağılalım Günü", "Ya Sabır Günü" gibi değiştirdiğim o gün bugün. Henüz plan yapmadım, eminim yavuklum da yapmamıştır.
Kızlar kendinizi kötüye hazırlayın, iyisi olursa sürpriz olsun kafasındayım.
Kapiş?
Benimki eğer unutursa, bugünü ikimize de "kör kuyular günü" yaparım. Esprilerle süslü bir öpücükle geçiştirirse "iki kapris, bir gülücük" yani öldürmem ama süründürürüm.
Aslında her ikisinde de annemin "Bak Afrika'da aç çocuklar var" cümlesini hatırlayıp bir saatte konuyu kapatırım ya neyse... Kim bilir belki ummadık taş baş yarabilir mi acaba?
Yarsın! Yarsın! Yarsın!"
(Sevgi, Köşemin yeni yazarlarından. Bu onun yazı adı. Esas adını yazsam hemen bilirsiniz.. Onun için yazmıyoruz ya zaten.. Haftada bir hayatı 24 yaşında cıvıl cıvıl bir genç kızın gözleri ile yaşamak güzel oluyor değil mi?.. Güzel.. Değişik.. Farklı..)