Avrupa'da başarılı olmak için önce iyi kadro kuracaksın. Sonra takım uyumunu yakalayacaksın. En önemlisi ayakta kalmasını becereceksin. Günümüz futbolunda fizik güç ve dayanılıklık ön planda geliyor.
Mesleğimizin duayenlerinden Şansal Büyüka, 'Ağlamayı bırakın' başlığı altında kısa ama öz analiz yapmış. Şansal ağabey, "Bizim büyükler hakemler tarafından elbebek, gülbebek büyütülüyor. Bu yüzden sertliğe dayanamıyorlar. Oysa Avrupalı sert oynuyor, kurallar doğrultusunda topa da rakibe de sert giriyor" diye yazmış.
Beşiktaş, Marsilya ve Porto maçları sonunda rakiplerin sertliğinden yakındı. Rico'nun yan bağları esnedi, Bobo'nun kaburgası kırıldı, Nobre'nin kaşı yarıldı. F.Bahçe, Şampiyonlar Ligi'nin en çok faul yapan takımı. Yani oyunu kurallarına göre oynayacaksın. Sertliği de kurallara göre yapacaksın.
G.Saray UEFA Şampiyonu oluncaya kadar oynadığı tüm maçlarda ayakta duramıyordu. Rakiplerinin sert futbolu bazı oyuncuların sinirlerini bozuyor ve kolay kart görmelerinine neden oluyordu. G.Saray bu dayakları yiyerek dayak atmasını öğrendikten sonra Avrupa'lı takımları dize getirdi. Bunu başarmanın yolu, öncelikle futbolun profesyonel sertliğini öğreneceksin. Her oyuncu eşleşeceği rakip oyuncuyu daha iyi tanımak için özel araştırmalar yapacak. Rakibe nasıl gireceğini, rakibinin nasıl girdiğini beynine kazıyacak. Topa çıkarken vücudunu nasıl kullanması gerektiğini bilecek. Bunların hepsi özel çalışmalarla ve bireysel antrenmanla kazanılır.
Son söz hakemlere; Avrupa'da maç yönetirken çaldıkları düdüklerin sesini Türkiye'ye döndüklerinde kısmayacaklar.