Türkiye-İsviçre maçında yaşanan olayların bedelini ödüyoruz. UEFA, Türk takımlarının deplasmandaki Avrupa maçlarına, Türkiye'nin AB'ye girmesine muhalefet eden ülkelerden hakemler gönderiyor. G.Saray grubunda 1 puan almış, PSV ise 7 puanda... PSV kim? Dünya markası Philips'in takımı. Yani sırtı kuvvetli. G.Saray kaybetse de farketmez yeter ki PSV yenilmesin.
Maçın hakemi Martin Hansson, Hollanda'nın kuzey komşusu İsveç'ten. Sen komşun varken G.Saray'a adaletli düdük çalar mıısın? Bunu Tomas'a gösterilen kırmızı kart için söylemiyorum. İsveçli kararında haklı. Peki, Alex'in Arda'nın suratına attığı dirseğin kart rengi ne olmalı? Üstelik İsveçli hakem oyunu durdurdu, Arda'nın yanına koşarken eliyle ıslık çalan seyirciye, "Yüzüne darbe geldi" işaretini yaptı. En önemlisi Arda'ya yapılan penaltıyı gördü ama çalmadı.
***
Gerets, "PSV'yi yenemezsek rüyamız biter" diyordu. Ligde aldığı galibiyetlerle moral ve huzur bulan G.Saray maça hücumu düşünerek başladı. PSV genç yıldızı Afellay ile oyunu organize ediyor, Farfan ve Kone sık sık boş koşular yapıyor, kanatlardan dikine hücuma kalkıyordu. G.Saray kenarlardan Arda ve Sabri ile bindiriyor, Ayhan oyunu organize ediyor, İliç hücumda top tutup duvar pası yapıyordu. Hasan Şaş ayağındaki topları pasa dönüştürmekte geciktiği için PSV savunması anında yerleşiyordu. G.Saray yerden ayağa pas oynadığında PSV kalesine akıllı hücum ediyordu. Mondragon'un uzun degajlarınn yanısıra Ümit'e atılan yüksek toplar PSV savunmasına çarpıp geri dönüyordu.
PSV'li oyuncular profesyonelce faul yapıyor, 3 kişinin bastığı Arda faulle durduruluyor ama İsveçli "Oyna" diyordu. Alex'in, Arda'ya sindirme amacıyla attığı dirsek kırmızı karttı ama İsveçli oralı olmadı. Tomas'ın atılmasından sonra G.Saray'ın hedefi kaybetmemekti.
YÖNETİMİN HATALARI
PSV'nin hocası ikinci yarı tıpkı İstanbul'daki gibi hamle yaptı. PSV üçlü defansa dönerken Kromkamp çıktı, Culina girdi. Mendez hücum beki olarak sağa geçerken, Farfan sağ çizgiye indi, kaptan Cocu da hücuma destek için Kone'nin yanına monte oldu. Bu hamlenin amacı 10 kişilik G.Saray'ı geniş alanda boğmaktı.
G.Saray rakibi kalabalık karşılıyor, baskıdan ayağa pas yaparak çıkmaya çalışıyor ama hücumda çoğalamıyordu. 59. dakikada PSV, Simons'la golü buldu. Ama gol ofsayttı.
G.Saray için rüya bitti. Bu kötü sonda G.Saray yönetimi iki açıdan suçlu.
1- Olimpiyat'ta oynamak hataydı. Daha önce denenmiş ve tutmamıştı. G.Saray, Ali Sami Yen gibi bir statta oynasaydı Bordeaux ve PSV'yi yenerdi.
2- Ribery deneyiminden sonra Carrusca yerine Kone ve Farfan tipi oyuncular alınmalıydı. Çünkü dünya futbolunda artık patlayan forvetler geçerli.