Galatasaray, galibiyet serisi peşindeydi. Bunun için de Gençlerbirliği maçı çok önemli bir test olacaktı. Çünkü rakip ligin çok koşan, takım savunmasını disiplin içinde uygulayan ve özellikle agresif yapısıyla ön plana çıkan zorlu bir ekibiydi. Gerets'in iki ön liberolu, tek forvetli sisteme geçişi, G.Birliği maçına verdiği önemin göstergesiydi. Aniden Ferhat'a dönmesi, Hasan'ı kenarda tutup Carrusca'yı tercih etmesi ise şaşırtıcıydı.
İlk 10 dakikada Gençlerbirliği'nin alanları kapatması ve önde pres yapması nedeniyle G.Saray burnunun ucunu bile göremedi. G.Saray, baskıdan kurtulmak için ayağa isabetli pas oynamaya başlayınca oyunun kontrolünü de eline geçirdi. Ayhan göbekte organizatörlük görevini başarıyla yapıyor, boş alan bulduğunda hücuma destek çıkıyordu. Arda ve Sabri ikilisi sağdan akıllı bindirmeler yapıyordu. Yüksek tempolu oyunda G.Saray Gençlerbirliği'nin fizik gücüne teknik becerisiyle karşılık veriyordu. Sabri iki kişilik oynuyordu. Carrusca ise kendisini halı sahada oynar gibi hissettiğinden tempoya uyamıyor, şova dönük takılıyordu.
Geçen maçlara oranla G.Saray takım olarak daha çabuk hareket ediyor, herkes birbirine yardımcı olurken yürekli, mücadeleci ve kişilikli futbol sergiliyordu. Pozisyon üstünlüğü de Galatasaray'daydı. Ayhan, Carrusca ve İliç karşı karşıya pozisyonlarda gol vuruşlarını isabetli yapamadı. Özellikle Ayhan'ın mükemmel arapasına fırlayan Ümit Karan'ın vuruşunda topun üst direğe çarpması talihsizlikti.
Başkanın otoritesiyle özgüven kazanan Gerets, Bursa maçında yaptığı doğru hamleleri Gençler maçında da uyguladı. Carrusca'nın yerine Hasan'ın girmesi, Arda'nın sola geçmesi G.Saray'ın kanatlardan dengeli hücum etmesini sağladı. Belçikalı teknik adam, İliç'i çıkarıp Hakan'ı alarak öldürücü darbeyi indirdi. G.Saray Gençler'i yenerken oyuncular yürekten oynadı ama Gerets de doğru hamlelerle galibiyette etkili oldu. Gerets'in bir doğrusu da golsüz giden dakikalarda orta alan kurgusunu bozmamasıydı.