Bir liderin görevi emirler vermek değil koordinasyonu sağlamaktır. Önemli olan liderin değil, takımın başarısıdır. Bir lider orkestra şefi gibi olmalıdır. Liderin öncelikli görevi farklı enstrüman çalan müzisyenlerin uyum içinde çalmasını sağlamaktır.
Bunları yapmak için insanların öncelikle duygularını harekete geçirmek gerekir. Çünkü kalp, beyinden önce gelir.
Gerets geçen sezon başarılı olurken hata yapıyordu. Ama futbolcularla ilişkileri mükemmeldi. Daha sıcak, daha güleryüzlü, futbolcularına bir baba kadar yakındı. Çünkü Gerets futbolcuların duygularını harekete geçirmişti. Konya dönüşü uçakta Necati ve taraftarlar arasında yaşanan tatsız olay sonrası ilk tepkiyi koyan Gerets'ti. Hatta, "Ya onlar inecek ya biz ineceğiz" diye de sırt çıkmıştı. Futbolcu-hoca birlikteliği, Gerets'in bir baba sıcaklığı içinde sergilediği sahiplenme duygusu Galatasaray'ı başarıya taşımıştı. Bu başarı Emile Zola'nın, "Başarı her şeyi temizleyen altın yaldızlı bir alevdir" sözü gibi mi olmuştu? G.Saray'da sezon başından bu yana hoca-futbolcu birlikteliği yaşanmıyor. Liverpool'daki son basın toplantısında Gerets çok agresifti. Oysa Gerets bu tür eleştirisi bol soruları geçen sezon da almış, cevap verirken soğukkanlılığını bozmamıştı. Belli ki huzurlu değil. Rahat düşünemiyor, kararlarında istikrarlı olamıyor. Takım bütünlüğünü ve huzuru yakalama konusunda Başkan Canaydın'a ve Adnan Polat'a büyük görev düşüyor. Çünkü ligde ve Avrupa'da kritik maçlar oynanacak. Görünen çatlakları yönetim-teknik heyet-futbolcular birlikte yiyecekleri yemeklerle çözebilir.
Çünkü G.Saray kaliteli bir takım. Bu takımın huzura ve sevgiye ihtiyacı var. Çünkü kalp beyinden önce gelir.