Futbol mabedi Anfield Road'da ders olarak gösterilecek rüya gibi bir maç izledik. Gerets'in iki ön liberolu sistemde sahaya sürdüğü kadro oyunu kendi alanında kabul ederek maça başladı. Liverpool ayağa sert ve isabetli paslar yaparak oynuyor, Luis Garcia-Aureilo ikilisini soldan, Finnan'ı da sağdan hücuma kaçırıyordu. G.Saray'ın öncelikli planı gol yememek üzerineydi. Ancak kazanılan toplar kolay kaybediliyordu. Cimbom stres yapıyor; panik içinde hareket ediyordu. Bu panik G.Saray'ın başına iş açtı. Tıpkı Trabzon'daki gibi savunmadaki yerleşim hataları yüzünden Liverpool ilk 15 dakikada iki kolay gol buldu.
Liverpool seyircisi maçı takımı ile birlikte oynuyor; o müthiş seyirci G.Saraylı oyuncular rakibe yanaştığında hemen uyarıyordu. G.Saray'da ise futbolcular birbirleriyle konuşmuyorlardı. Bu uyumsuzluk kolay top kaybetmemize neden oluyordu. 30'ncu dakikadan itibaren Ayhan ve İliç'in oyuna daha fazla katılması Sabri ve Arda'nın kanatlardan yaptığı bindirmeler etkili oluyordu. Ama yapılan ortalarda isabeti tutturamıyorduk. Özellikle Cihan ve Sabri gol olabilecek pozisyonlarda buluştukları toplara isabetli vuramadı. G.Saray'ın cesaretli hücum ettiği anlarda Hakan Şükür çok kritik pozisyonlarda topa hamlede gecikti.
RADİKAL DEĞİŞİKLİK
Gerets, ikinci yarıya Cihan ve Mehmet Topal'ın yerlerine Ümit Karan ve Hasan Şaş ile başladı. Tek ön liberoya dönen Cimbom'da Ümit Hakan'ın yanına geçti; İliç orta alana katılırken, Hasan sağ kanada, Sabri de sağ beke geçti. Bu değişiklikler G.Saray'ın hücum gücünü yükseltti. Ama yüksek topların korkulan ismi Crouch'un mükkemmel bir vole ile attığı golle fark bir anda üçe çıkıverdi.
3-0'dan sonra sahaya Hasan Şaş'ın hırsı çıktı. Hücuma taşıdığı toplar, attığı çalımlar ve yaptığı ortalar Liverpool savunmasının dengesini bozdu. G.Saray Avrupalı ruhuna geri dönmüştü. Önce Arda, sonra da Sabri'nin ortalarında Ümit Karan mükemmel iki gol atarken Liverpool'u da şoka soktu. İyi bir Hakan Şükür olsaydı ve son 7 dakikada İliç keyfi pozisyonlarda buluştuğu topa iyi vursaydı G.Saray Liverpool'un Milan'a yaptığını Anfield Road'da Liverpool'a yapacaktı.
İki takım arasındaki en büyük fark saha içi liderliğiydi. Gerard Liverpool'u maestro gibi yönetti. G.Saray Hagi'den sonra bulamadığı liderliğin eksikliğini yaşadı.