Nice zaferlere tanık olan Ali Sami Yen'in kapalı tribününde bir zamanlar boydan boya asılmış dev pankartta şöyle yazardı: "Gerçekleri tarih yazar, tarihi de Galatasaray" Bir dönemi anlatan bu pankart şimdilik ortalıkta görünmüyor çünkü Galatasaray tarih yazacağı, taraftarını sokağa dökeceği başarıları yakalayamıyor. Terim "Herkes eski G.Saray'ı istiyor. O takım kısa sürede kurulmadı ancak o takımı bu kez yaratmak uzun sürmeyecek" iddiasında bulunmasına rağmen Galatasaraylılar bırakın efsane bir takım izlemeyi hala keyif alacakları G.Saray'ı bulamamanın sıkıntısını yaşıyor. "Umut fakirin ekmeğiymiş, ye Mehmet" derler ya, Galatasaraylılar'ın umutları ve hayalleri dalgalı denizde fırtınaya tutulmuş gemiye benziyor. Terim usta bir kaptan olmasına rağmen G.Saray gemisi bir batıyor, bir çıkıyor ama bir türlü istenilen başarıların limanına demir atamıyor. Juventus galibiyetiyle Avrupa umutlarını yeşerten G.Saray'a tarih sanki "Bu gece beni değiştirebilir, yeniden yazabilirsin" şeklinde göz kırpıyor. Zaman tüneline uzanıp yıl geriye gidelim. Tarih 2 Aralık 1998. Yer Ali Sami Yen. G.Saray, Juventus ile oynuyor, maç 1-1 bitiyor. Fransız hakem Gilles Veissiere ile sözlü diyaloğa giren Hakan Şükür gördüğü sarı kart yüzünden cezalı duruma düşüyor.. Grupta Juventus, Rosenborg ve A.Bilbao ile çekişen G.Saray, 9 Aralık'ta Bask'ta kader maçına çıkıyor.. Beraberlik G.Saray'a yetiyor ancak Guerrero'nun attığı gol matadorun kılıcı gibi G.Saray'ın böğrüne saplanıyor. Ve G.Saray, Juventus ve Rosenborg'la aynı puana sahip olmasına rağmen averajla turu kaçırıyor.
Basklılarla yeniden
Beş yıl sonra tarih Galatasaray'ı aynı umut noktasına getiriyor. Dortmund'taki zafer gecesinde Hakan Şükür golleriyle Galatasaray'ı Avrupa'da diriltiyor. Ve bugün 10 Aralık. Galatasaray Bilbao'dan 120 km uzaklıkta yine Bask bölgesinde Real Sociedad önüne tarih yazmak için çıkıyor. Şampiyonlar Ligi maçlarının iki şanssız adamı Fatih Terim ve Hakan Şükür kariyerlerindeki ikinci tura çıkamamanın ezikliğini gidermek istiyor. Terim, "Kazanacağız, futbolcularıma güveniyorum" diyor. De Boer de "Juventus'a karşı oynadığımız futbol, Sociedad'a karşı oynayacağımız futbolun garantisidir" diye konuşuyor. La Fontaine ise "Hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez" demiş. G.Saray da ya tarih yazıp Sociedad'ın çimlerinde çıplak ayakla yürüyecek ya da dikenli tellere takılacak.