G.Saray gündüz maçı oynayamıyormuş. Juventus maçının yorgunluğu varmış. Güngören'in zemini bozukmuş. Geline "Oyna" demişler. Gelinin niyeti yokmuş "Yerim dar" demiş. Maç sabaha kadar sürseydi G.Saray, İstanbulspor'u yenemezdi. Çünkü G.Saraylı futbolcular kazanma duygusunu beyinlerinden ve yüreklerinden tasfiye etmişti. Böyle bir şamarı G.Saray, 3 hafta önce Florya'da yemiş, İstanbulspor 5-3 kazanmıştı. G.Saraylı futbolcular Juventus'u yendiler ya, İstanbulspor ateş olsa cürmü kadar yer yakardı. "Nasıl olsa yeneriz" rahatlığı G.Saray'ın yüzünde tokat gibi patladı. Sadece 3 puan uçmadı, zirvedeki Beşiktaş'la fark da 9 puana fırladı. Terim, Juve maçının ikinci yarısında süper oynayan kadroyu ödül verir gibi aynen sahaya sürdü. Ancak İstanbuspor "Rulet" gibi bir takımdı. Ne zaman ne geleceği belli olmazdı. Kolay maçları kolay kaybediyorlar ama "Vitrin" maçlarında futbolcular mükemmel organize oluyordu. İlk 10 dakikada topla fazla haşır neşir olan G.Saray, Hasan'la kaçırdığı golden sonra bir uzun topta golü yedi. Kalabalık savunma yapmak, rakibi üzerine çekip uzun toplarla hızlı hücuma çıkmak İstanbulspor'un en büyük özelliğiydi. Balili ile Yordanov F.Bahçe'yi bu tuzağın içine düşürerek avlamamış mıydı? Balili 12'de Tamas'ın yanından sıyrılıp köşeye topu bıraktı. G.Saray kanatları kullanmıyor, topu orta alana sıkıştırıyordu. Berkant, Sabri, Hasan, Petre ve Ergün'ün topu bırakın taşımayı dürtecek halleri yoktu. Özellikle Sabri ve Ergün yanlış top kullanma ve kötü orta yapma konusunda yarış halindeydi. Ayağa pas trafiği G.Saray'da çalışmıyor, şişirilen topları Hakan Şükür indiriyor ama desteğe kimse gelmiyordu. İstanbulspor'u Saidou maestro gibi yönetiyor, Mehmet Yozgatlı da topu çalma, kullanma konusunda asistanlık yapıyordu. Bu ikili dün G.Saray'da olsa, İstanbulspor orta alanı kolay geçemez ve hücumda etkili olamazdı. Saidou sadece oyunu kurmadı, rakibi kovaladı, pres yaptı, hücuma çıktı, savunmaya yardıma geldi. Yozgatlı yumuşak bilekleriyle kolay adam eksiltirken Bushi'ye attırdığı gol öncesinde Ergün gibi bir oyuncuya tereyağından kıl çeker gibi çalım attı. G.Saray Ocak'ta kesin transfer yapacak. Uzağa gitmenin anlamı yok. Al Saidou ile Yozgatlı'yı; dik orta alandaki yırtığı.. Terim ikinci yarı 3'lü savunmaya döndü. "Hücuma git ama geri gelme demedim" diye Juventus maçı sonrası Prates'i eleştiren ve oyundan alan Terim aynı kazığı Hakan Ünsal'dan yiyince Bratu'yu alıp 3'lü savunmaya döndü. Bu, İstanbulspor'un daha çok boş alan bulmasını sağladı. Bir ara G.Saray 5 forvetle gol arar duruma geldi. Koca maç boyunca kenardan iki düzgün orta alan Hakan Şükür birini gol yaptı, diğerinde de direğe takıldı. G.Saray'ı huninin içine hapseden İstanbulspor eğer Mondragon olmasaydı tarihi bir fark yapardı.