Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÜLKÜ TAMER

Doğum gününüz kutlu olsun

Sait Faik'in 100. yaşı kutlanıyor bugün. Türkiye Yazarlar Sendikası'nın Tünel'deki Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde düzenleyeceği törende Tahsin Yücel'le Selim İleri konuşacaklar; Adil Yalçın'ın yönetmenliğini yaptığı Sait Faik Belgeseli de gösterilecek.
Sait Faik'i ilk görüşümü hatırlıyorum. 1952 ya da 1953 olmalı. Okulda bir edebiyat matinesi düzenlemiş, Sait Faik'i de çağırmıştık. O yıllarda inanılmaz ilgi görürdü bu matineler. Salonlar adam almazdı. Yazarlar neredeyse her hafta düzenlenen bu matinelerde şiirlerini, öykülerini okurlardı. Bir gün, "Yahu, Müzeyyen Senar'ı geçtik," diye yakınmıştı Behçet Hoca (Necatigil).
Matinelerin gediklileri vardı. Bir de hiç katılmayanlar. Sait Faik, katılmayanlardan biriydi. Ama nasıl olduysa, bizim okuldaki matineye gelmişti.
Edebiyat öğretmenimiz Ekrem Yirmibeşin, onun geldiğini duyunca salondan fırlamış, "Sait Faik gelmiş! Sait Faik gelmiş!" diye çığlıklar atarak merdiven basamaklarını dörder dörder inmeye başlamıştı. Sait Faik'i kapıda karşılayacaktı. Gözü kimseyi görmüyor, merdivende herkesi bir yana savurarak, "Sait Faik gelmiş!" diye bağırıyordu.
Savrulanlar arasında Sait Faik de vardı. Ekrem Hoca'nın omuz darbesiyle merdivenlerden tepe taklak yuvarlanacaktı az kalsın. Koluna yapışıp çekmiştim. Yüzündeki dehşet ifadesini unutamam.

***
Sait Faik hep en sevdiğim yazarlar arasında yer aldı. İlk öyküsünü okuduğum günden şu satırları yazmakta olduğum ana kadar. Ondan hiç vazgeçmedim. Her okuyuşumda yeni değerler buldum öykülerinde.
Şahmerdan kitabını aldığımda, "Şahmerdan nedir?" diye sormuştum babama. Ne olduğunu söylemişti. Ben de o öyküyü okumuştum yüksek sesle. Babam da Sait Faik'i sevmiş, zaman zaman kitaplarını karıştırır olmuştu. (Ama en sevdiği öykü, hiç tartışmasız, Haldun Taner'in Konçinalar'ıydı.)
Birçok okur gibi, babamla beni buluşturan, Sait Faik'in sıcacık yüreğiydi sanırım. Yapmacıksız, dolaysız, içten insan sevgisiydi. Bu sevgiyi taşıyan, dizginsiz bir duygu yoğunluğuyla kağıda döken bir yazar nasıl olur da "toplumcu değil" diye küçümsenirdi. Bunu o zaman, ilkgençliğimde bile aklım almıyordu.
Memet Fuat'ın Düşünceye Saygı'sından aktarıyorum: "Bir sevdaydı onun toplumsalcılığı. Belki eksik, belki yanlış, belki yetersiz, ama her türlü kuşkunun ötesinde, katışıksız, içten bir toplumsalcılık..."
Bu yargıya her zaman katıldım.

***
Öykücülüğümüzün en önemli kilometre taşlarından biriydi Sait Faik. Özellikle genç yazarlara, kendi içlerinde keşfedilecek yeni yollar olduğunu göstermişti. Birçok yazar yeni yollar arıyor, buluyordu gerçi. Ama bunu başka yazarlara, genellikle Batılı yazarlara öykünerek başarıyordu.
Sait Faik ise kaynağını kendi içinde, kendi yaşamında bulmuştu.

***
Aziz Nesin'in 90 yaşını devirmesi de cuma günü Bakırköy'de bir lokantada, Tarık Akan'ın önderliğinde, şenlikli bir biçimde kutlanacak. Deniz Seki, Mazlum Çimen, Sabahat Akkiraz, Vedat Sakman çalıp söyleyecekler.
Bu hafta sonu Aziz Nesin'i kendimce andım yine. Kitaplarını indirdim kitaplığımdan. Rastgele öyküler okudum. Yaşamında yayımlanmış son yapıtını, Okuduğum Kitaplar'ı ise uzun süre elimden bırakamadım.
Bir gün Aziz Nesin'e sormuştum: "Şu kadar kitap yazdınız. Sadece o kitapları okumak için en az ne kadar zaman gereklidir, hiç hesapladınız mı?"
Gülmüştü Aziz Nesin.
Okuduğum Kitaplar'a bakıyorum da, şaşkınlığım daha da artıyor.
İnanılmaz derecede üretken olacaksın, kim bilir kaç ömre yetecek sayıda kitap yazacaksın... Bunun yanı sıra dünyanın kitabını okuyacaksın. Üstelik okuduğun kitapların her biri için sayfalar dolusu ayrıntılı notlar tutacaksın...
Kimi yazarlar vardır, okumazlar. Özellikle Amerikan edebiyatında "Ben okur değilim, yazarım" diyen nice önemli yazar vardır. Yaşamın kendisiyle beslenirler. (Elbette sadece okuduklarıyla beslenen yazarlar da vardır.) Aziz Nesin'in kaynağı yaşamın kendisiydi. Ama bu kaynağı sürekli okuyarak zenginleştiriyordu.
Bizim yaşamlarımızı da.

***
İki yazara da "Doğum gününüz kutlu olsun" diyorum. Bu tür etkinlikler onları zaten sevenleri mutlu kılacak. Ustaların o tadına doyulmaz yapıtlarını bir daha okuma dürtüsünü uyandıracak. Sait Faik'le Aziz Nesin'i sadece birer ad olarak bilen gençlerin ise belki onları tanımalarını, edebiyata başka bir gözle bakmalarını sağlayacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA