Bugün Afrika'ya uzanacağız... Konumuz: Batı Afrika ülkelerinden, maden zengini Gine'deki gelişmeler.
Gine'de bugün genel seçim var. 12 milyon nüfuslu ülkenin 55 yıllık tarihinde sadece ikinci kez sandık kuruluyor.
Seçimlerin sakin geçmesi bekleniyor... Ama sonrası biraz kuşkulu.
***
Birkaç gün önce CIA ve Fransız gizli servisi DGS tarafından hazırlanan iki Gine raporu basına sızdı. İkisinde de Afrika'nın bu bahtsız ülkesinde kaos ortamı yaratmak ve kargaşadan yararlanıp darbeyle yönetime el koymak için hazırlıklar yapıldığı belirtiliyor.
Peki, kim bu komplocular? Cevaplamak için biraz geriye gitmemiz gerekiyor.
***
Gine, 55 yıllık tarihinde topu topu dört devlet başkanı gördü. İlk 26 yılda
Sekou Toure tam bir diktatör olarak ülkeyi yönetti. Onu
General Lansana Conte'nin 25 yıllık yönetimi izledi. Conte'nin hayat ile ölüm arasında gidip geldiği günlerde
Yüzbaşı Musa Dadis Camara darbeyle iktidara geldi. Birkaç ay sonra o da muhafızları tarafından vuruldu. Ve nihayet 2010 Aralık'ında
Alpha Conde başkanlığa seçildi.
Aman karıştırmayın: Conte başka, Conde başka.
Gine dünyanın el değmemiş en büyük demir yataklarına sahip. Simandou Dağı'ndaki rezervler 4 milyar tonun üstünde.
Bu rezervi işletmeye önce İngiliz-Avustralya grubu "Rio Tinto" talip oldu. Anlaşma imzalandı. Ancak grup yıllarca hiçbir yatırım yapmayınca lisansı iptal edildi. Sonra "BSGR" şirketi devreye girdi. Simandou Dağı'ndaki yatakların yarısının işletme hakkını 165 milyon dolara satın aldı. Ve yüzyılın piyangosu: "BSGR" daha sonra bu yarı hakkın yarısını Brezilya'nın "Vale" şirketine devretti. Kaça dersiniz? 2.5 milyar dolara! Yani, 165 milyon dolarlık yatırımın yarısını 2.5 milyar dolara satmış oldu.
Bütün bunlar General Lansana Conte'nin iktidarının son aylarında, 2008'de oldu.
2010 Aralık'ında seçimle iktidara gelen Alpha Conde, bu işte bir terslik olduğunu, "BSGR"nin dönemin yöneticilerine rüşvet dağıtarak demir yataklarını kapattığını belirleyince soruşturma başlattı.
"Açık Toplum Vakfı"nın kurucusu George Soros da Gine'nin yeni liderinin yardımına koştu: Bir sürü avukatını gönderdi.
Ayrıca, Fransız, Amerikan, İsviçre mahkemeleri de işe karıştı. Çünkü "BSGR"nin bu ülkelerde de şirketleri, işleri, yatırımları var.
Geldik, en can alıcı soruya: "BSGR"nin patronu kim? Beny Steinmetz. İsrail'in en zengin adamı! Aynı zamanda Fransız vatandaşı da.
Zaten "BSGR", patronun adının kısaltılmışı: "Beny Steinmetz Group Resources".
Beny Steinmetz ayrıca yine bazı Afrika ülkelerinde değerli maden ocaklarını işletiyor. Örneğin, Sierra Leone'deki elmas madenleri onda. Geçen yıl 500 bin karatlık elmas üretti.
***
İşte, Beny Steinmetz, Gine'deki demir yataklarının elinden gideceğini anlayınca bir plan geliştirdi: Güney Afrika'dan devşirdiği paralı askerlerle bir gölge ordu oluşturdu. Ardından Gine'de "Ulusal Yeniden Doğuş" adıyla bir paravan parti kurdurdu. Bugünkü seçimlere o parti de katılıyor.
ABD ve Fransız gizli servislerinin raporlarına göre, söz konusu partinin kiralık militanları seçim sonuçlarını protesto için sokağa dökülecekler. Birçoğu silahlı olarak. Bazı kişilere ve bazı hedeflere saldırılar düzenlenecek.
Ve... Beny Steinmetz'in lejyonerleri o kargaşada Gine ordusunun darbeci unsurlarıyla işbirliği yapıp yönetimi devirecekler.
Gelecek yönetimin ilk icraatı da Beny Steinmetz'e demir yataklarının işletme hakkı konusunda güvence vermek ve soruşturma dosyasını kapatmak olacak!
Gine'yle ilgilenin. Bakalım gizli servislerin raporlarındaki senaryo hayata geçirilecek mi?