New York halkı için yılın en çileli dönemi bugün başlıyor: Trafiğe kapatılmış yollar, barikatlar, polis kordonları, biri bitmeden biri başlayan sirenler, biri geçmeden biri beliren konvoylar...
Kolay mı; 131 ülkenin devlet ve hükümet başkanları ağırlanıyor. Dışişleri bakanlarının ise haddi hesabı yok.
Onca devlet ve hükümet başkanının New York'a akın etmelerinin nedeni, elbette Birleşmiş Milletler'in (BM) yıllık Genel Kurul çalışmalarının başlaması.
Tüm devlet ve hükümet başkanları yaklaşık on gün boyunca peş peşe kürsüye çıkıp dünyaya mesajlarını iletmeye çalışacaklar.

Aslında BM Genel Kurulu sadece eylülde değil, yılın birçok ayında çalışıyor. Örneğin, bugün başlayacak 68'inci çalışma dönemi 16 Aralık'a kadar sürecek.
Ancak, devlet ve hükümet başkanlarının New York'tan ayrılmalarından sonra Genel Kurul toplantılarını tüm ülkelerin "BM nezdindeki daimi temsilcileri" ile yürüttüğü için, kamuoyunun pek dikkatini çekmiyor.
Buyurun size genel ilgisizlik ortamında kaynayıp giden bir girişim...
Geçen yıl, tam tarih vermem gerekirse, 20 Aralık 2012'de BM Genel Kurulu'nda bir karar tasarısı oylandı.
Tasarıyı, Rusya Federasyonu hazırlamıştı.
Konusu: Nazizm'in yüceltilmesinin, ırkçılığın, ırk ayrımcılığının, yabancı düşmanlığının ve hoşgörüsüzlüğün yeni biçimlerini besleyen tutum ve politikaların kınanması.
Rusya bu karar tasarısını özellikle bazı Baltık ülkelerinde İkinci Dünya Savaşı'nda Hitler'le işbirliği yapan yerel parti, hükümet ve örgütleri aklayan, hatta heykellerini diken girişimlerin kınanması için hazırladı.
Tasarının bir başka amacı İskandinavya ve Orta Avrupa başta olmak üzere Yaşlı Kıta'nın hemen tümünde uç veren ırkçı, yabancı düşmanı, ayrımcı, Neo-Nazi hareketlerine dünyanın dikkatini çekmekti.

Evet, 20 Aralık 2012'de BM Genel Kurulu'nda işte bu karar tasarısı oylandı.
Üç ülke "Ret" oyu verdi. Hangileri mi? Buyurun: Kanada, ABD, Palau! Evet; yanlış okumadınız, ABD ve Kanada ırkçı, yabancı düşmanı, Nazizm'i yücelten girişimleri, akımları, politikaları kınamayı reddetti.
Bitmedi... 54 ülke çekimser kaldı. Birkaçını sayayım: Avustralya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İzlanda, İrlanda, İtalya, Hollanda, Hırvatistan, Malta, Monako, Kıbrıs, Karadağ, Lihtenştayn, Letonya, Litvanya, Moldova, San Marino, Bulgaristan, Bosna-Hersek, Arnavutluk, Andorra, Çek Cumhuriyeti, Yeni Zelanda, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya, Slovenya, İspanya, İsveç, İsviçre, Makedonya, Ukrayna, İngiltere... Yani, tüm Avrupa!
Yani, Avrupa ülkeleri aşırı sağ akımları, ırkçılığı, ırk ayrımcılığını, yabancı düşmanlığını, hoşgörüsüzlüğü kınamaya yanaşmadılar! Pes.
Bereket, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 131 ülke "Kabul" oyu verdiler de, Birleşmiş Milletler küresel düzeni temsil eden kurum olarak Nazizm'i, ırkçılığı, ırk ayrımcılığını, yabancı düşmanlığını ve hoşgörüsüzlüğü kınayabildi.

Dedim ya; BM Genel Kurulu'nda çok ilginç gelişmelerle karşılaşılabiliyor ama genel ilgisizlikten güme gidiyor.
En iyisi, meraklıları benim gibi yapsın; BM internet sitesinden Genel Kurul ve Güvenlik Kurulu toplantılarının tutanaklarını incelesin.