Türkiye saatiyle Pazartesi'yi Salı'ya bağlayan gece Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda bir karar tasarısı oylandı. Sonuç: Kabul 110, ret 39, çekimser 36.
İki yılda bir BM Genel Kurulu'na gelen bir karar tasarısıydı bu. Konusu: Ölüm cezası uygulayan ülkelere idamı ceza hukuklarından çıkarmaları çağrısı.
Tasarıda şöyle deniyordu:
18 Aralık 2008 ve 21 Aralık 2010 tarihli idam cezası uygulayan ülkelere önce moratoryum ilan etmeleri, daha sonra da idamı kaldırmaları çağrısını teyit ederek,
BM İnsan Hakları Komisyonu'nun bu çağrıyı destekleyen kararından memnunluk duyarak,
Ölüm cezasında her yargı hatasının onarılmaz hasarlara yol açtığının bilincinde olarak,
İdam cezasında moratoryum ilanının insan onuruna saygıya ve insan haklarının gelişmesine katkıda bulunduğuna, ölüm cezasının caydırıcılığıyla ilgili geçerli kanıt olmadığına inanarak,
Ölüm cezasının uygulanmasına devam edilmesinden derin kaygı duyarak,
Bazı üye ülkelerin ölüm cezasının kapsamını daraltmasından, bazı ülkelerin de idam cezasında moratoryum ilan etmesinden sevinç duyarak,
Tüm BM üyelerine şu çağrıda bulunuyoruz:
1- İdam uygulayan ülkeler bu cezanın kapsamını giderek daha çok daraltmalı, 18 yaşından küçüklere, hamile kadınlara ve akıl hastalarına uygulamamalı.
2- İdamın olduğu ülkelerde ölüm cezası öngörülen suçlar azaltılmalı ve uygulaması dondurulmalı.
3- Halen ölüm cezasına çarptırılmış olanların infazı askıya alınmalı.
4-İdamı kaldırmış ülkeler bu cezayı yeniden getirmeyeceklerini taahhüt etmeli.
***
BM tutanaklarına "A/C.3/67/L.44" kaydıyla giren bu karar tasarısının küresel örgütün 193 üyesinden 110'unun oyuyla kabul edilmesini idam cezası karşıtları sevinçle karşıladılar.
Çünkü, bir rekordu bu. 2 yıl önce benzer bir tasarıya "Kabul" oyu verenler 107'de kalmıştı.
***
Gelelim, tasarının ardındaki veya altındaki sürprize...
İdamı ceza hukuklarında tutmaya devam eden ülkelere önce moratoryum, daha sonra da kaldırma çağrısı yapan bu karar tasarısını BM'nin "İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesiyle, insan hakları sorunlarına çözüm aranmasıyla, insan haklarının ve temel haklarının özgürce kullanımını sağlayacak araçlar bulunmasıyla" görevli
Üçüncü Komisyon aracılığıyla Genel Kurul'a gönderildi. Metinde 75 ülkenin imzası vardı. BM'deki alfabetik sıralamaya göre tam listeyi verelim:
Arnavutluk, Cezayir, Almanya, Andorra, Angola, Arjantin, Ermenistan, Avustralya, Avusturya, Belçika, Benin, Bolivya, Bosna-
Hersek, Brezilya, Bulgaristan, Şili, Kıbrıs, Kolombiya, Kongo, Kosta-Rika, Fildişi Sahili, Hırvatistan, Danimarka, Ekvador, İspanya, Estonya, Makedonya, Finlandiya, Fransa, Gabon, Gürcistan, Yunanistan, Gine-Bissau, Haiti, Honduras, Macaristan, Marşal Adaları, İrlanda, İzlanda, İsrail, İtalya, Letonya, Lihtenştayn, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Meksika, Mikronezya, Monako, Karadağ, Mozambik, Norveç, Yeni Zelanda, Palaos, Panama, Hollanda, Filipinler, Polonya, Portekiz, Moldova, Çek Cumhuriyeti, Romanya, İngiltere ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı, San Marino, Samoa, Sao-Tome ve Prinsip, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, İsveç, İsviçre, Doğu Timor, Türkiye, Ukrayna, Uruguay, Vanuatu.
Evet,
yanlış okumadınız; karar tasarısına imza koyanlar arasında Türkiye de var.
Türkiye imzasıyla idamı uygulayan ülkelere bu cezayı kaldırmaları, idamı hukukundan temizlemiş ülkelere de yeniden getirme girişimlerinde bulunmama çağrısı yapıyor.
Nasıl; karar tasarısının ardındaki veya altındaki sürpriz gerçekten çok hoş değil mi...