Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Gündem

Şemdinli ve Halkalı saldırıları, toplumun önemli bir kesimince "Bardağı taşıran damlalar" olarak algılandı. Bu atmosfer, doğal olarak, bazı siyasilerin ve sivil toplum temsilcilerinin söylemlerine ve taleplerine yansıdı.
Örneğin, Öcalan'ın terör örgütünü yönetmeye devam etmek suçundan bir kez daha yargılanmasını isteyen var.
Yine Öcalan'ın sadece terör örgütünü yönetmek ve yönlendirmekten değil, kasten adam öldürülmesine yol açmak suçundan tekrar yargı önüne çıkarılmasını isteyen var.
Türkiye'nin Anayasa'dan ve tüm yasalardan sildiği idam cezasının geri getirilmesini isteyen var.
Türkiye'nin "Meşru müdafaa" hakkını kullanarak sınır ötesi kara harekâtı düzenlemesini öneren var.
Sınırın Kuzey Irak tarafında "Güvenlik bölgesi" oluşturulmasını isteyen var.
28 Şubat sürecinde geri çekilen "Özel harekât timleri"nin yeniden Güneydoğu Anadolu'da görevlendirilmesi çağrıları yapanlar var.
Ve -dün sakıncalarını ve tehlikelerini uzun uzun anlattığımız- Güneydoğu'da yeniden "Olağanüstü hal" ilan edilmesini isteyenler var.
Bir yanda terör örgütünün hain saldırıları, bir yanda şehit cenazeleri, bir yanda her cenazenin daha da sertleştirdiği söylemler... Böyle bir ortamda sağduyunun ve soğukkanlılığın sesini duyurması elbette kolay değil. Ancak hiç değilse tarihe not düşülmesi adına, o seslerin sahiplerinin haklarını teslim etmemiz gerekiyor.

"Gündem dışı" bir konuşma
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da o seslerden biri. En azından yaptığı son iki çıkışla, BDP Meclis Grubu'ndaki arkadaşlarından farklı bir tablo çizdi.
Kaplan'ın ilk çıkışı geçen hafta Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmaydı. Kaynadı gitti. Oysa çok önemli mesajlar içeriyordu:
"Önceki gece Meclis'ten sabah 05'te eve gittik. Dün gece saat 03'te eve döndük. İki gün, ikişer saat uyuduktan sonra sabah yine Meclis'teydik. Eğitim, emniyet, belediyeler, kamulaştırma, bugün de karayollarını görüşüyoruz.
Yüreğimiz yanarken karayolları yasasını görüşerek, cenazelerimiz daha çabuk ulaşsın diye daha güzel yollar mı yapacağız?
Konuşacağımız yollar, barışa, kardeşliğe açılan yollar olmalı. Bin yıldır birlikte yaşayan ve tarihin kardeşliğe mahkûm ettiği, Türk-Kürt kardeşliğinin güçlendirileceği yollar olmalı.
Bugün çok kritik bir eşikteyiz. Bin yıldır süren kardeşliğimiz tehlike altında. Çatışmalar, ölümler, cenazeler, tırmanan şiddet sarmalı bir yandan duygu kırılmasına yol açarken, diğer yandan ülkemiz üzerinde oynanan emperyalist emelleri besliyor. Çatışmalar, ölümler, şiddet asla sorunları çözemez. 30 yıldır baskı, şiddet politikaları operasyon, inkâr, asimilasyon da çözmedi.
Anlamsız, kör bir savaşın, çatışmanın arefesinde Meclis artık gerçek gündemine dönmeli. Gelin, kardeşlik için, barış için sabahlayalım. Meclis bütün gündemlerini iptal etsin, kapalı-açık günlerce tartışalım, konuşalım, çözüm arayalım, bulalım. Bunun tek yolu diyalog, konuşma, adım atmadır.
Barışma, uzlaşma, diyalog... İşte çözümün sihirli sözcükleri bunlardır.
Cesur olalım; politikaların can alıcı noktası, devletin Kürt yurttaşı ile barışmasıdır.
Her şeyin çözüm adresi, biricik irade, biricik güç Meclis olmalı, Meclis'in ve millet iradesinin üzerinde hiçbir güç tanımamalıyız. Meclis, çözümün adresidir.
Gelin, ülkenin gerçek gündeminde birleşelim. Kardeş kavgasına son verecek çözümleri geliştirelim. Ülkemize barışı getirelim."
Hasip Kaplan dün yaptığı ikinci çıkışta da "Kürt sorununun çözümünde tek adres Meclis'tir" dedi ve bu sorun çözülünceye kadar Meclis'in tatile girmemesini önerdi.
Biz bu çıkışları önemsedik. Zira öncelikle çözümün herkesin makul bulacağı parametrelerini sayıyor: Şiddete karşı çıkmak, diyalog, "Çağdaş, demokratik, çok dilli, çok kültürlü bir toplum yaratmak" gibi. Hem çözümün tek meşru adresini işaret ediyor: Meclis. Hem de diyalogun muhataplarını gösteriyor: Meclis'teki parti grupları.
Evet, Meclis'in Türkiye'nin gerçek gündemine dönmesinin şimdi tam zamanı...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA