Abdülmelik Rigi ile ilgili haberleri okurken, "Ben bu filmi daha önce görmüştüm" izlenimine kapılmamak mümkün değil...
Abdülmelik Rigi? İran'ın Pakistan'a sınır Belucistan bölgesindeki ayrılıkçı Sünni terör örgütü "Cundullah" ın (Allah'ın Ordusu) lideri. Pek de yanlış ya da abartılı olmayacak bir benzetmeyle anlatmamız gerekirse, İran'ın Apo'su. Geçen salı günü içinde bulunduğu uçağın İran jetlerince zorla indirilmesiyle yakalandı...
Gelin, iki filmi aynı anda oynatalım; bakalım siz de "Daha önce görmüştüm" izlenimine kapılacak mısınız...
Tarih 16 Eylül 1998: Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş, Suriye'ye sınır Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde komşuyu uyarıyor: "Bazı komşularımız, özellikle ismini açıkça söylüyorum, Suriye gibi komşular, iyiniyetimizi yanlış tefsir ediyorlar. Apo denen eşkıyayı destekleyerek Türkiye'yi terör belasına bulaştırdılar. İyi ilişkiler konusunda gerekli çabayı gösteren Türkiye beklediği karşılığı alamazsa, her türlü tedbiri almaya hak kazanacaktır. Artık sabrımız kalmadı."
Tarih 19 Ekim 2009: Bir gün önce Belucistan bölgesinde, aralarında askerlerin ve milislerin de bulunduğu 42 kişinin Cundullah'ın bombalı saldırısında can vermesi üstüne, Devrim Muhafızları Komutanı General Muhammed Ali Caferi komşuyu uyarıyor: "Bu terörist cinayetler İran'ın birliğinin ve güvenliğinin bazı küstah ülkelerin gizli servislerince desteklenen düşmanlarının şeytani yüzlerini açıkça sergiliyor. Abdülmelik Rigi'nin cani örgütüyle Amerikan, İngiliz ve ne yazık ki Pakistan istihbarat örgütleri arasında doğrudan ilişki olduğunu kanıtlayan delillere ulaştık. Bu delilleri Pakistan'a da göstereceğiz. Pakistan'ı açıkça uyarıyoruz; Rigi'yi ve bu iğrenç saldırının sorumlularını bize teslim edin."
Orgeneral Ateş'in sınırdan Suriye'ye gönderdiği ültimatomdan hemen sonra, 1 Ekim 1998'de Meclis'in yeni yasama yılını açış konuşmasında, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de komşuya neredeyse savaş bayrağı açtı: "Tüm uyarılarımıza ve barışçı açılımlarımıza rağmen hasmane tutumundan vazgeçmeyen Suriye'ye karşı mukabelede bulunma hakkımızı saklı tuttuğumuzu, sabrımızın taşmak üzere olduğunu bir kere daha tüm dünyaya ilan ediyorum."
General Caferi'nin uyarısından hemen sonra İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad sözünü esirgemediği bir konuşma yaptı: "Pakistan bu terör örgütünün sorumlularını bize teslim etmek zorunda. Yoksa..."
Kenya-Dubai paralelliği
Cumhurbaşkanı Demirel ve Orgeneral Ateş'in restleriyle işin ciddiyetini anlayan Suriye, Öcalan'ı sınır dışına çıkardı. Bir Kıbrıs Rum pasaportuyla. PKK'nın başı İtalya, Rusya, Yunanistan, Kenya'da tur attıktan sonra 15 Şubat 1999'da bir özel uçakla Türkiye'ye getirildi.
Cundullah'ın başı da İran liderlerinin restleri sonrası üslendiği Pakistan'dan çıktı ya da çıkarıldı. Kimi iddiaya göre, Afganistan'da bir ABD üssüne sığındı, kimine göre ise bölge ülkeleri arasında sürekli yer değiştirdi. Ama sonunda o da Öcalan gibi kapana kıstı. Şöyle:
İran istihbaratının 5 ay süren takibi sonunda Afganistan'dan Dubai'ye geçtiği belirlendi. İsrail gizli servisi Mossad'ın orada Avrupa'daki ajanlarıyla Hamas lider kadrosundan Mahmut El-Mabhuh'u öldürmesinden sonra Dubai'nin pek tekin olmadığını anlayınca, bir yolcu uçağıyla Bişkek'e (Kırgızistan) geçmek istedi. Uçak tam İran hava sahasına girince, önünü kesen jetler tarafından indirildi. Uluslararası ajanslara dağıtılan fotoğraf, Apo'nun derdest getirilmesinden farksızdı: Kar maskeli komandolar arasında bitik bir adam.
O komandoların "Vatanına hoş geldin" deyip demediklerini bilmiyoruz. Rigi'nin "Devlete hizmete hazırım" diye işbirliği teklif edip etmediğini de.
Geldik filmin sonuna... İran, Rigi'nin ve örgütünün ABD ve İngiltere istihbaratınca oluşturulup desteklendiğini söylüyor ısrarla.
Öcalan ve Apo için de Türkiye'de bugün bile "Dost" batılı ülkeler ve onların istihbarat örgütlerini işaret edenler var. Acaba doğru mu? "Olamaz" diyenler parmak kaldırsın...