On parmağında on marifet olan (aktör, yapımcı, yönetmen, senarist, yazar, yorumcu...) Michael Francis Moore'un "Roger ve Ben" adlı belgeselini izlediniz mi?
Moore 1989'da çevirdiği bu filmde doğup büyüdüğü Michigan'ın Flint kentinde General Motors'un bir fabrikasının kapanmasının neden olduğu toplumsal faciayı anlatır. General Motors o dönemde kar rekorunu her yıl yenilemesine rağmen, daha çok kazanç hırsıyla Flint'teki fabrikasını Meksika'ya taşımaya karar verir. Bu, 25 bin işçinin sokağa terk edilmesi anlamına gelmektedir. Moore, verdiği kararın korkunç bilançosunu anlatabilmek için General Motors'un patronu Roger Smith'le görüşmeye çalışır ama bir türlü başaramaz. Büyük bölümünde işlerini yitirmiş işçilerin ve ailelerinin trajedilerinin aktarıldığı 91 dakikalık film şu mesajla biter: "Burada sadece fabrikanın üretim bandları değil, hayatlar da durdu. Fabrika binası molozcuyu, insanlar da Azrail'i bekliyorlar."
ABD Senatosu'nun "Big Three", yani otomotivin "Üç Dev"i denilen General Motors, Chrysler ve Ford gruplarına 15 milyar dolarlık acil yardım paketini reddetmesinden sonra Flint'teki trajedinin birkaç mislinin ABD'nin hemen tüm kentlerinde, hatta dünyanın birçok yerinde yaşanması tehlikesi belirdi.
Çünkü General Motors ve Chrysler'in kasaları yıl başından itibaren tamtakır kalacak; Ford ise en çok iki-üç ay daha direnebilecek.
"Üç Dev"in çarklarının durması, ABD'de 1.1 milyon işçi ile yan sanayide, servislerde, acentelerde çalışan yaklaşık 2 milyon kişinin işlerini yitirmeleri anlamına gelecek. Bir anda toplam 3 milyondan fazla işsiz! Böyle bir gelişme ayrıca ABD bankacılık sisteminin açtığı toplam kredinin yüzde 10'unun batmasına, gayrisafi milli hasılanın yüzde 7'sinin buharlaşmasına neden olacak.
"Lehman Brothers'in batması fırtınaydı, Üç Dev'in batması kasırga olur" deniyor. O nedenle hiçbir yönetimin sonuçları böylesine ağır bir riski göze alamayacağı belirtiliyor.
Fırına kürekle para atmak
Ama sorunun bir başka yönü var: 15 milyar dolarlık paket Senato'dan geçseydi bile pek faydası dokunmayacaktı. General Motors, Chrysler ve Ford yalnızca işçilerinin ücretlerini ve yan sanayiye verdikleri siparişlerin bedelini ödeyebilmek için acil 50 milyar dolar istiyorlar.
Bir an için, 50 milyar doların da sağlandığını varsayalım. Çok değil, birkaç ay sonra o deniz de tükenecek. Zira "Üç Dev"in borçları toplamı 1.000 milyar doları, yani 1 trilyon doları aşıyor! Sadece son 3 yılda 100 milyar dolarlık borç yaptılar. Gelin de işin içinden çıkın.
Çok değil 25-30 yıl önce tüm kıtalara yayılmış 127 fabrikasında 640 bin işçi çalıştıran ve yıllık geliri dünya devletlerinin dörtte üçünün bütçelerini aşan General Motors, işçi sayısı 300 bini, yıllık cirosu 100 milyar doları aşan Ford ve 200 binden fazla ailenin doğrudan geçim kaynağı olan Chrysler nasıl iflas noktasına geldiler?
Yanıtı çok basit: Amerikan rüyasının hâlâ devam ettiğini sandılar. Amerikan rüyası deyince, akla önce geniş, büyük, benzin oburu otomobiller geliyor. 1950'lerde Münir Nurettin Selçuk'un bir film için bestelediği "Otomobil uçar gider" şarkısındaki gibi arabalar. O yıllarda Türkiye yollarında Chevrolet'ler, Dodge'lar, DeSoto'lar, Plymoutht'lar, Buick'ler, Oldsmobile'ler süzülürdü.
Ama rüya petrol şoklarıyla bitmiş olmasına rağmen, "Üç Dev" uyanmadılar. Uyanmamakta inat ettiler. Pahalı petrolün yanı sıra çevre bilincinin gelişmesinin de etkisiyle dünya daha küçük, daha az kirleten ve daha az yakıt tüketen arabalara yönelirken, onlar benzin oburu modellerde direndiler.
Michigan'ın merkezi Detroit'teki kiliselerden biri geçen Pazar ayinini otomobil sektörüne ayırdı. Rahip Charles H. Ellis ve cemaat Detroit kökenli "Clarks Sisters" grubunun "I'm Looking For A Miracle" (Bir mucize bekliyorum) şarkısının eşliğinde, "Üç Dev"e yardım paketinin Kongre'den geçmesi için dua ettiler. Rahip duayı somutlaştırmak için kiliseye otomobil de getirdi: Üç tane koskocaman 4X4! Anlayın artık.
Duaları kabul edilmedi tabii. Ne tanrı, ne de Kongre tarafından. Olmayacak duaya kim amin der ki...