Hemen tümü Pakistan kökenli İngiliz yurttaşı...
Enerji içeceklerine karıştırılmış sıvı bombalarla en az 10 uçağı gökte patlatmak için düğmeye basarken yakalanan 24 kamikaze ve yardımcılarının kökenleri böyle açıklandı.
Planın ortaya çıkmasını sağlayan Pakistan'daki operasyonda ele geçen 7 kişi de öyle: 2'si Pakistan kökenli İngiliz, 5'i Pakistanlı.
Aranmakta olan 5 kişi de öyle: Ya İngiliz Pakistanlısı ya da Pakistan Pakistanlısı.
7 Temmuz 2005'te 56 kişinin öldüğü Londra saldırılarının 4 teröristi de öyleydi: 2'si Pakistan'da "eğitim görmüş" 4 Pakistanlı İngiliz.
Yani hepsi de Jimmy Carter'ın "Yeşil Kuşak" stratejisinin çocukları. Ya da o stratejiyi geliştiren Carter döneminin Ulusal Güvenlik Başdanışmanı Zbigniew Brzezinsk'nin ebelik ettiği "Yumuşak karın"ın armağanları.
Hatırlıyor musunuz? 1976'da başkan seçilen Jimmy Carter, 1977 başında Beyaz Saray'a yerleşince, Brzezinski'nin Bernard Lewis'ın "Kriz Gökkuşağı" teorisinden esinlendiği "Yeşil Kuşak" stratejisini uygulamaya başladı. Amaç, Ortadoğu ve Orta Asya'da, Sovyetler Birliği'ni önce durdurmak, sonra geriletmekti.
Stratejinin finansal ihtiyacını Suudi Arabistan üstlendi, lojistik destek için de Pakistan uygun görüldü. Ancak bunun için önce Pakistan'daki koşulların yaratılması gerekiyordu.
Yaratıldı. Genelkurmay Başkanı General Muhammed Ziya'ül Hak 5 Temmuz 1977'de Zülfikar Ali Butto'yu devirip astı ve hızla ülkeyi İslamlaştırmaya başladı. Anayasa şeriatla uyumlaştırıldı. Şeri mahkemeler kuruldu. Parlamentonun yerini İslami Şura aldı. İlk öğretimden yüksek eğitime kadar din dersleri zorunlu kılındı. Radyo ve TV'lerden 5 vakit ezan okunması da. Arapça ikinci dil yapıldı. Silahlı kuvvetlerde imamlara subay rütbesi verildi ve din eğitimi görenlerin orduya katılmaları teşvik edildi.
Tabii bunların olabilmesi için ülkenin her yerinde pıtrak gibi din okulları açıldı. Bugün sayıları en az 50 bin olarak tahmin ediliyor.
Dr Jekyll'in canavarı
Ve tüm icraat ABD gözetiminde yürütüldü. 17 Ağustos 1988'de, bir askeri üssü ziyaretten dönüşte uçağı sabotajla infilak ettiğinde Hak'ın yanında kimler vardı dersiniz: ABD'nin Pakistan Büyükelçisi Arnold Raphael ile Amerikalı General Herbert Wassom!
Hak öldüğünde zaten amaca büyük ölçüde ulaşılmıştı: İran'da Şah rejimi Beyaz Saray destekli mollalarca devrilmişti. Afganistan'da yığınla şeriatçı parti cirit atıyordu. ABD himayesinde iktidara gelecek Taliban kadroları Pakistan'da eğitimlerini tamamlamak üzereydi. Usame Bin Ladin, yine ABD şemsiyesi altında militan yetiştiriyordu.
Afganistan kurtarıldı, daha sonra Başkan Ronald Reagan'ın "Yıldız Savaşları" stratejisiyle Moskova'da "Kızıl Şeytan" rejimi çöktü ama Pakistan'daki din okulları kaldı. Usame Bin Ladin ve kampları da.
Dahası oralarda eğitilenler Londra'daki, New York'taki düzenin Moskova'dakinden daha da çürümüş olduğunu yaymaya başladılar.
İşte geçen ay İngiltere'de yapılan araştırmanın sonuçları: Ülkedeki 2 milyon Müslüman'ın üçte biri teröristlere sempatiyle bakıyor. Yarısından fazlası kendisini İngiliz yurttaşı olarak saymıyor. 3 gençten biri şeriat istiyor. Çoğunluk İngiliz toplumunu saygısız, paracı, ahlaksız görüyor; gençlerin alkole düşkünlüğü, cinsel özgürlük, eşcinselliğe hoşgörü gibi sosyolojik gelişmelerden "dehşete düştüğünü" söylüyor ve o düzenle bütünleşmeyi reddediyor.
Özetle, Yeşil Kuşak, yaratıcılarının ayağına dolanmaya başladı. Dr. Jekyll'in Hyde'ı gibi...